Lavoisier,Kütlenin Korunumu Kanunu
1743 yılında paris te doğdu. deneysel bilimlere karşı büyük bir ilgi duymasına rağmen ailesinin ısrarıyla hukuk öğrenimi yapmak zorunda kaldı. yirmi iki yaşlarında paris caddelerinin daha iyi aydınlanmasını sağlamak için bulduğu sistem üzerine fen akademisi nin armağanını kazandı. lavoisier, çalışmaları sırasında çeşitli ışıkların şiddetini gözleriyle ölçebilmek için bir buçuk ay karanlık bir odaya kapanmıştı.
lavoisier, iki yönlü bir hayat yaşamıştır denilebilir: geçimini sağlamak için vergi tahsildarlığı yapıyor, boş saatlerinde de bilimsel incelemelerle, özellikle kimya ile uğraşıyordu. bu arada tahsildarlık görevi yüzünden sayısız düşman kazanmıştı. havanın, suyun ve öbür maddelerin bileşimi üzerinde önemli incelemelerde bulunan ve deneyler yapan lavoisier, yanma olayını ilk olarak bilimsel bir biçimde açıklamıştı.
lavoisier, birçok eski teorisinin yanlış olduğunu ortaya koyan bir kimya kitabı yazdı. bu kitabında, eski ve zor anlaşılan terimler yerine bilimsel kelimeler kullanarak kimya dilinde bir yenilek yarattı. bilim dilini yenilemesi, buluşları ve bu alandaki bilgi ve görüşlerinden ötürü kendisine "modern kimyanın babası" adı verildi.
lavoisier eski bir teorinin yanlışlığını buluyor:
lavoisier nin yaşadığı çağda, hala suyun buharlaştığı zaman az da olsa bir bölümünün toprak veya kum durumuna dönüştüğüne inanılıyordu. bu teori, yapılan deneylerle de doğrulanıyordu: su bütünüyle buhar durumuna gelinceye kadar kaynatıldığı zaman her defasında kabın dibinde katı bir tortu kalıyordu.
lavoisier, bu deneyi yeni bir sistemle yapmak istedi. önce çok temiz kap kullanmaya önem verdi. sonra temiz yağmur suyunu özel bir damıtma aygıtına koydu. bu aygıt, kaynayan suyun bütün buharını topluyor ve yeniden aynı kabın içine damlatıyordu. böylece buharını hiç kaybetmeyen su, eksilmiyordu. lavoisier, bu suyu 100 gün ateşin üzerinden hiç indirmeden kaynattı. durum yine aynıydı. lavoisier, bu suyu soğuttu. soğuyan suyun üstünde bazı yabancı maddelerin yüzdüğünü gördü. bunun üzerine önce suyu, sonra bu yabancı maddeleri ve kabı ayrı ayrı tarttı: su, deneyden önceki ağırlıktaydı. damıtma aygıtının ağırlığı ise biraz eksilmişti. bu eksiklik su yüzüne toplanmış yabancı maddelerin ağırlığına eşitti. böylece lavoisier, bunların kaptan kopmuş maddeler olduğunu anladı.
lavoisier kanunu:
lavoisier, bu ve bunun gibi deneyleriyle en önemli keşiflerinden birini yapmış oldu: "kütlenin korunumu kanunu". büyük bilgin bu kanunda "birleşen iki kimyasal maddenin ağırlıklarının toplamı, meydana gelen bileşimin ağırlığına eşittir." der. gerçekten de 2 gram hidrojeni 16 gram oksijenle birleştirirsek 18 gram su elde ederiz. aynı biçimde 35 gram klorü 23 gram sodyum ile birleştirirsek kullanılan iki maddenin toplamı kadar tuz elde ederiz. bütünüyle bilimsel bir deyimle olmasa bile lavoisier kanunu nu şu biçimde ifade etmek mümkündür:
"tabiatta hiçbir madde yokolmaz, olmadan da varolmaz".
mayıs 1794 te fransız ihtilal mahkemesi, çağının en büyük bilginlerinden biri olan antoine lavoisier yi ölüme mahkum etmişti. lavoisier, hükümeti devirmeye teşebbüs ve devletin parasını zimmetine geçirmekle suçlandırılmıştı. toplanan deliller uydurma olduğu gibi, getirilen tanıklar da yalancıydı. lavoisier ye kurulan bu tuzak onun zengin yaşayışını çekemeyen kıskanç rakiplerinin işiydi. kendisini krallık taraftarı olmakla suçlamışlar, yalancı tanık ve uydurma delillerle ihtilal rejiminin bir düşmanı olarak göstermişlerdi. lavoisier yi kurtarmak isteyen bazı dostları, onun üstün yaradılışından ve bilgisinden fransa nın çok yararlanacağını öne sürerek affedilmesini dilemişlerdi. ama o yılların dehşet havası içinde bu gibi suçlamalara uğrayan bir kimseyi ihtilal mahkemesinin elinden kurtarmak, hele ölüme mahkum olmuş birinin affını istemek kadar saçma birşey düşünülemezdi. mahkeme başkanı, bütün af dileklerini: "cumhuriyetin bilginlere ihtiyacı yoktur!" sözüyle kabul etmemiş, böylece lavoisier giyotinden kurtulamamıştı.
|