//--> BİLGİKAFEN

! Blog Yayınımız Açılmıştır.

Blog
Bugün»63 Kişi Buradaydı Bugün»84 Kez Tıklama Yapıldı
İp Adresiniz»3.22.42.25 Online:
Bu gönderiyi arkadaşlarınızla paylaşın


bilgikafem

edebiyat 10.sinif kitap cevaplari

10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 10-11-12-13-14

SAYFA 10:
1- B
2- D
3- edebi eserler tarihi olayları yansıtır ve bilgi verir
4- D, D, Y
5- uygarlık tarihini, atom bombasının atılmasını
6- edebi eselerden hareketle bir milletin duygu ve düşüncede geçirdiği evreleri inceler: edebiyat tarihi
Toplumların yaşadıkları olayları sebep-sonuç ilişkisi içinde inceler: tarih
Toplumların yaşamlarını her bakımdan inceler: uygarlık tarihi
Fikir duygu ve hayallerin söz veya yazı ile edebi şekilde ifade edilme sanatıdır: edebiyat




SAYFA 11:
1-a) tarihi daha iyi öğrenebilmek için dönemlere ayrılmıştır. Tüm dünyayı etkilediği için bu olaylar kullanılmıştır.
b) evet
SAYFA 12:
1-a) göç destanı
Kişiler: Uygur sultanı
Zaman: Uygurlar dönemi
Mekan: turfan, selenge, tola ırmakları ve çin
Mitolojik unsurlar kullanılmıştır ve olağanüstüdür.
Zihniyet: gelenek görenekleri, savaşları, akrabalıkları, yaşayışları görülüyor.
Kıssa-i Yusuf:
Yapı: beyitlerle yazılmıştır. Mesnevidir. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Hz.Yusufun hayatı anlatılmıştır
Dil ve anlatım: islamiyetin etkisiyle ortaya çıkan Osmanlı Türkçesi
Zihniyet: İslam kültürünün edebiyata yansıması
Araba sevdası:
Yapı: bihruz beyin hayatı. Batılılaşmanın etkisi. Bihruz beyin evinde geçmiş bir metin
Dil ve anlatım: batı kültüründen etkilenerek yazılmış. Düz yazı
Zihniyet: Tanzimat dönemiyle batılılaşmanın etkisi
b) destan: İslamiyet öncesi dönem
mesnevi: İslami dönem
roman: batı etkisinde gelişen türk edebiyatı dönemi
SAYFA 13:
2- a) gazel:
Beyitlerle yazılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Dili ağırdır. Yabancı kelimeler çoktur. Divan edebiyatı ürünüdür.
Koşma:
Dörtlüklerle yazılmıştır. Hece ölçüsü kullanılmıştır. Dili sadedir. Aşık tarzı halk edebiyatı ürünüdür.
b) halk edebiyatı halka divan edebiyatı ise okumuşlara hitap eder.
SAYFA 14:
1- E
2- D
3- D
4- mesnevi: beyit
Roman: batı uygarlığı
Destan mitolojik öğeler
5-D, D, Y




10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 15-17-18-19-20

SAYFA 15:
1- E
2- E
3- E
4- D, D, D
5- tercümanı ahval, batı etkisinde gelişen türk edebiyatı, şiir ve inşa
6- D
7- C
8- İslamiyet öncesi türk edebiyatı: Şamanizm, yuğ, göktanrı, bozkurt
İslami dönem türk edebiyatı: tasavvuf, kaside, minyatür, aruz
Batı etkisinde gelişen türk edebiyatı: roman, opera, gazete, batılılaşma
9- D
10- A
11- D
12- yaşadığı dönemin etkisinde kaldığı için
13- C




SAYFA 17:
1- geçim kaynakları hayvancılık. Yaşam biçimleri göçebelik
2- a) insanlar olayları hep bir bahane bularak ondan olduğuna inanıyorlar ve olayları böyle kapatıyorlar
b) uzayda yaşam olup olmadığını merak ediyorlar.
SAYFA 18:
1- a) parçalarda belli oluyor
b) olağanüstü nitelikleri ortaya koyuyor
c) çözüm bulamadıkları konulara olağanüstülük katmışlardır.
SAYFA 19:
2- destanları milletler dilden dile yaşatıyorlar. Her millet bir destan dönemi yaşamıştır
SAYFA 20:
1- E
2- D, D, D, Y
3- C
4- mitolojik


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 21-23-24-25

SAYFA 21:
Hazırlık sorusu: nesilden nesile ağızdan ağza aktarılarak günümüze ulaşmıştır. Bir de kaşarlı mahmutun divan-ı lügatit türk adlı kitabında yazmaktadır.
SAYFA 23:
1- ergenekondan çıkmak için yol aramaları ve çıkmaları
Börtö çenenin bütün boylara haber göndererek ergenekondan çıktıklarını haber vermeleri
Tatarlarla tekrar savaşıp kazanmaları
2- a) vergi alınmış, devlet yapısı güçlüymüş.
Zihniyet: bağımsızlık için uğraşmaları
Hayvancılıkla uğraşıyorlarmış. Çadırları ve sürüleri varmış.
b) Türkler kağanlar tarafından yönetiliyormuş. Göçebelikten yerleşik hayata geçmişler. Savaşçı bir millet.
3- nevruz bayramı




SAYFA 24:
1- A
2- D
3- Y, D, D
4- sözlü edebiyat ürünleri söylendikleri dönemin özelliklerini taşır. Geçmiş dönemlerin yaşam biçimleriyle ilgili bilgi verir. Bundan dolayı türk kültürü için önemlidir.
5- sözlü edebiyat ürünü: destan
Türk destanlarındaki ortak motif: demir
Ergenekondan çıkış günü: nevruz
6- mitolojik, mit
Etkinlik:
Kam: büyücü, doktor
Baksı: büyücü, doktor
Ozan: halk şairi
Şaman: din adamı


SAYFA 25:
1- sevindikleri zaman insanlar dışa dönük olurlar. Mutluluklarını belli ederler. Yüzleri güler. Ölümler karşısında üzülürler ve içlerine kapanırlar.
2- ağıt ve mersiye de ölüm karşısında duyulan duygudan bahsedilmiştir. Gazel ve güzelleme de aşktan bahsedilmiştir.


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 27-28-29


SAYFA 27:
1- a) ölüm, acı, yas, son
b) bunu yapması kolay yaparsınız
c) inanmadıklarını göstermek için
2- a)
1. dörtlük: -dı mu, -di mü: redif , -l: yarım uyak
2. dörtlük: -tur, -tür: redif
3. dörtlük: -ok: redif
4. dörtlük: -rup, -rıp: redif
5. dörtlük: -yu, -yü: redif
6. dörtlük: -dı, -di: redif
7. dörtlük: -dı, -di: redif
8. dörtlük: -dı, - di: redif
9. dörtlük: -çıdı: redif, -n: yarım uyak



b) ölçü: 7li hece ölçüsü, kalıp: 4+3
c) anlamı kuvvetlendirir
ç) tema: alp er tunganın ölümü, konu: ölüm
3- deyimler:
- bent, benzi sarardı
- öç almak
- feryat etmek
- yarayı deşmek
- niyet etmek
4- a)
Kişileştirme:
- dağların başı (bile) kertilir
- felek iyice zayıfladı
Benzetme:
- erkekler kurtlar gibi hep birlikte uluyor
- (yüzlerine) safran sürülmüş (sanırsınız)
Abartma:
- yakalarını yırtıyor ve çığlık atıyorlar
- (bu etler vücuttan sarkıyor ve) yerlere değip sürükleniyor
b) şiire zenginlik katıyor ve akılda daha kalıcı olmasını sağlamaktadır.
SAYFA 28:
1- 1. koşuk: bahar
2. koşuk: zafer(savaş)
3. koşuk: ayrılık(vefasız sevgili)
2- a)
1. koşuk: -şıp, -şip: redif
2. koşuk: -uldı: redif
3. koşuk: -dım, -dim: redif
b) ölçü: 7li hece ölçüsü, kalıp: 4+3
3- deyimler:
- yüz yüze gelmek
- hayretler içinde kalmak
- yerden bitmek
- kurulmak
- ekin biçmek
SAYFA 29:
4- kişileştirme:
- mor ile yeşil yüz yüze geliyor
- ve birbirlerine sarılıyorlar
Benzetme:
- düşman) askeri ekin (biçilir) gibi biçildi
- (gözlerim) yağmur gibi kan(lı yaşlar) saçıyor (şimdi)
Abartma:
- insan(bu renk cümbüşünü görünce) hayretler içinde kalıyor
- yuvarlak otağ(ım) kuruldu
ANLAMA VE YORUMLAMA
Sagu ile koşuk arasındaki benzerlikler:
İkisi de sözlü edebiyat ürünüdür. İkisi de 7li hece ölçüsüyle yazılmıştır. İkisinde de deyimler ve edebi sanatlar vardır. Her ikisi de dörtlüktür. İkisinin de kalıbı 4+3 tür. Uyak şemaları aynıdır.(düz uyak)
Farklılıklar:
Sagunun nazım şekli: sagu
Tema: acı
Koşukun nazım şekli: koşuk
Tema: sevinç, savaş, aşk


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 30-37-38

SAYFA 30:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1- D
2- ağıt
Doğa, aşk, yiğitlik
3- eski devlet büyüklerinin ölümü üzerine söylenen ağıt: sagu
Coşku ve heyecanın dile getirildiği manzume: koşuk
Eski Türklerde şair, din adamı: şaman
4- Y, D, Y, D



SAYFA 37:
1- oğuz kağanın doğuşu. Oğuzun gençliği. Oğuzun göğün kızı ile evlenmesi. Oğuzun yerin
Kızı ile evlenmesi. Oğuz hanın Türklerin büyük kağanı olması. Oğuz hanın batıda idil boyu akınları. Oğuz hanın Kıpçak akını. Karluk türk boylarının türeyişi. Kalaç türk boylarının türeyişi. Cürçed akını ve kanglı türk boylarının türeyişi. Oğuz hanın güney akınları. Oğuz hanın altı oğluna hanlık vermesi. Oğuz hanın büyük bir şölen vermesi.
TİP ÇÖZÜMLEME TABLOSU:
Tip nasıl bir insandır?
- olağanüstü özelliklerle doğmuş ve büyümüş. Halkı için hiçbirşeyden korkmayan kişidir.
Tip durağan mıdır, dinamik midir?
- dinamik
Destanın hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu?
- doğuşu ve gençliği. Yaptığı savaşlar. Türk boylarının üzerine gitmesi
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir?
- olağanüstü özellikler sergilediği için halkın ondan beklentisi fazladır
Bu tipin sizin toplum yapınızdan farkı var mı?
- var
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi var mı?
- var
Tip kendi kişiliğinin farkında mı?
- farkında
Sizce gerçek hayatta bu destandaki tip gibi davranan biri olabilir mi?
- olamaz

SAYFA 38:
3- a) kağanların kağanı, yerin göğün kağanı, türk boylarının dize getirilişi
b) oğuz kağanın hayatı
4- hayır. Birilerinin benden bu kadar çok şey beklemesi beni rahatsız eder
5- zaman: belirli bir zaman dilimi yoktur
Mekan: idil boyu, Kıpçak boyu, orta asya
Mekanın anlatımı: sadece yer isimleri verilmiş
Kişiler: oğuz kağan, 6 oğlu, 2 eşi
Kişilerin olay örgüsündeki işlevi: oğuz kağan akınlar yapmakta ve halkın beklentilerini yerine getirmektedir
6- a) birçok var
b) dilden dile, nesilden nesile aktarılarak bu hale gelmiştir
2. etkinlik: İslamiyet öncesi türk edebiyatı dönemi
8- ilahi bakış açısıyla bahaeddin ögel


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 40-41

SAYFA 40:
1- nesnel bir anlatım sergilemiştir. Gören birisi olarak anlatmıştır.
2- olaylar günlük dilden alıntılar yapılarak lirik bir dil kullanılmıştır. Manzum bir şekilde yazılmıştır.
3- bunlarla beraber dile coşku gelmiştir
4- destan dili abartılıdır. Doğal dil sade bir yapıya sahiptir.
5- destan dili karışık, abartılı, liriktir. Gerçekçi değildir. Roman düzdür. Olağanüstülük yoktur. Gerçeğe yakındır.
6- amaç toplumu eğitmektir. Destanlarda idealize edilen tipler sayesinde toplum düzeninin yükseltmektedir
7- varolan döneme ait dönemin özelliklerini içerir. Nesilden nesile aktarılırken olağanüstülük artmıştır
8- o dönemin kahramanlıklarının nasıl geçtiğini anlatır


SAYFA 41:
Doğal destan ile yapma destan arasındaki benzerlikler:
Her ikisinde de olağanüstü öğeler vardır. Anlatımları liriktir. Topluma yer veren olaylar vardır. Temaları benzerdir. Toplumu eğitmek için yazılır. Manzumdur.
Farklılıklar:
Doğal destan: anonimdir. Belli bir oluşum süreci vardır. Mitolojik öğeler oldukça fazladır. Zamanı belli değildir.
Yapma destan: yazarı bellidir. Belli bir oluşum süreci yoktur. Mitolojik öğeler fazla değildir. Zamanı bellidir.
1-
Tema: kahramanlık, savaş, aşk, halkı ve toplumu derinden etkileyen olaylar ve bu olaylardaki etkili kişiler
Dil ve anlatım: manzume şeklinde yazılır
Mekan: bazen yer isimleri verilirken betimleme yapılır. Bazen de sadece yer isimleri verilir
Zaman: belirsiz bir zaman anlayışı vardır
Olay örgüsü: olağanüstü öğelerle zenginleştirilerek geniş bir olay örgüsü sağlanmıştır
2- bu dönem edebiyatı müzik eşliğinde dile getirilmiştir. Hece ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. Döneme göre dil sadedir. Anonimdir. Dizelerde genel olarak yarım uyak hakimdir. Daha çok aşk, doğa ve ölüm konularını işler.
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- C
2- D
3- E
5- D, Y, Y
6- ilyada
Toplumsal


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 43-44-45-46


SAYFA 43:
1-
Yazının icadından önce insanlık tarihi:
Yazının icadından önceki dönemde bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmadan önce yok olmaktadır. Bu nedenle de ilerleme çok yavaş olmuştur. İnsanlar gündelik bilgilerle yetinmek zorunda kalmışrı.
Yazının icadından sonra insanlık tarihi:
Sümerlilerin yazıyı icat edişiyle birlikte bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmış ve insanlık tarihi bu dönemden sonra hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır
2- kısacası insanlar daha cahil olurdu.


SAYFA 44:
1- yaptıkları savaşlar anlatılıyor.çinliler anlatılıyor. Ve bu abideyi diktirdiğini söylüyor.
2- sesleniş, öğütler, milletime uyarılar
3- azimli, olayları doğru değerlendiren, milleti için her türlü fedakarlığı yapmış olan biri
4- b) türk milletine, türk gelenek ve göreneklerine sahip çıkarsan yaşarsın
5- düzgün cümleler kurulmuştur. Cümleler kısa ve anlaşılırdır. Yabancı kelimelere yer isimleri dışında rastlanmamıştır.
SAYFA 45:
6- a) hükümdarın tanrı tarafından seçilen kutlu birisi olduğuna inanılmıştır. Savaşlar yapıldığını anlaşmalar yapıldığını anlatmaktadır. Göktürklerin tarihi hakkında da bilgi edinebiliriz
b) günlük yaşamda kullanılan unsurların alfabeye yansıdığını görüyoruz.
SAYFA 46:
Sözlü edebiyat: koşuk, sav, sagu, destan
Yazılı edebiyat: göktür yazıtları, Uygur kitabeleri


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 47-49

SAYFA 47:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- B
2- D
3- Y, D, Y, Y, Y
4- 8. yüzyıl
Göktürk
Yollug
.5- Orhun bölgesinde adına taş diktirilen kağan: bilge kağan
Orhun yazıtlarının bulunduğu ülke: Moğolistan
Orhun yazıtlarında kullanılan türk alfabesi: Köktürk alfabesi



SAYFA 49:
BULMACA:
1- Moğolistan
2- mit
3- oğuz kağan destanı
4- klasik
5- Osman bey
6- ilyada
7- yuğ
8- tercümanı ahval
9- koşuk
10- sagu
11- nutuk
12- manaz
13- kurgan
14- alp er tunga
15- nevruz
16- ozan
17- tigin
18- Tanzimat fermanı
19- tonyukuk


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 50-53

SAYFA 50:
1- A
2- E
3- A
4- A
5- sagu
Ağıt
Mersiye
Yapay ve doğal
6- Y, Y, D, Y, D
7- B
8- din değişiklikleri, medeniyet değişiklikleri
9- C
10- D
11- A
12- C
13- E
14- D


Sayfa 53
Kültürel değerler ve değişimin nedenleri tablosu
Göktürklerde Kültürel Değerler:
1-Göktanrı inancı
2-Bu inancın etkisinin görüldüğü Göktürk Kitabeleri
3-Göktürk alfabesi
Uygurlarda Kültürel Değerler:
1-Budizm inancı
2-Bu inancın yansıdığı metinler
3-Uygur alfabesi
Değişim Nedenleri:
1-Din değişikliği
2-Yerleşik hayata geçilmesi
3-Hayat anlayışının değişmesi
Karahanlılarda Kültürel Değerler:
1-İslamiyet
2-İslamiyetin yansıdığı eserler
3-Karahanlı Türkçesi
4-Arap alfabesi
Değişim Nedenleri:
1-İslamiyetin kabulü
2-Din değişimiyle birlikte zihniyetinde değişmesi
Sayfa 53 2.Soru
Türkçenin Edebi bir olarak kullanılması ve değişmeyen öğeler Türkçe’nin kullanılmasıdır.Milliyetçilil ön plandadır..
Sayfa 53 Fotoğrafın yorumu
-konar göçerdirler.
-hayvancılık olduğu anlaşılıyor.
-atlar evcilleştirilmiştir.
-hanlıklarla yönetildiği anlaşılıyor


10.Sınıf Sayfa 55 Ölçme ve Değerlendirme
1)E
2)B
3)Arap,Türkçe.
İlk.
Türkçedir.
4)D
5)Köktürk devleti=göktanrı inancı
Uygur devleti=Budizm,mani dini
Karahanlı devleti=İslamiyet
Mesnevi nazım şeklinin özellikleri:
1-mesneviler öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir.(savaş,aşk,tarihi olaylar ve tasavvuf)
2-mesneviler divan edebiyatında bir bakıma günümüzdeki roman ve hikayenin yerini tutuyordu.
3-beyit sayısı sınırsızdır.
4-her beyit kendi arasında kafiyelidir.(aa,bb,cc…)
5-aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
6-beş mesnevinin bir araya gelmesiyle hamse oluşur.
-mesnevi nazım şekli türk edebiyatında ilk defa ne zaman kullanılmıştır?
11.yüzyılda yusuf has hacip tarafında kutadgu bilig’de kullanılmıştır.



11. Yüzyıl: İslami Dönem Türk Edebiyatı’na ait ilk eser 11.Yüzyıl’a ait olan ‘Kutadgu Bilig’dir. Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış öğretici bir eserdir. Siyaset-nâme niteliğindedir ve 6500 beyitten oluşur. Bu döneme ait diğer bir önemli eser de ‘Divânû Lügâtit Türk’tür. Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçe’yi öğretmek amacıyla yazılmış bir lügâttır. Bu döneme ait önemli bir eser de Edip Ahmet Yükneki’nin öğretici nitelikteki dini kitabı ‘Atabetül Hakayık’tır.
12. Yüzyıl: Bu yüzyılın en önemli ismi Hoca Ahmed Yesevi’dir, Türk tasavvuf tarihinin ilk önemli şairidir. Hikmetleriyle büyük ün kazanmıştır. Bu yüzyılın diğer önemli ismi ise Kitab-ı Meryem, Kitab-ı Bakırgen ve Kitab-ı Âhirzaman adlı eserlerin sahibi, aynı zamanda Hoca Ahmed Yesevi’nin öğrencisi olan Hakim Süleyman Ata’dır.
10.Sınıf Sayfa 56 Hazırlık Çalışması
Bir topluluğu millet haline getiren değerler o milletin dili, dini ve ırkıdır. Bu üç faktörden ırk birliği önemlidir; ama tek başına millet olgusunu açıklamaktan uzaktır. Aynı ırka mensup olduğu halde değişik milletler oluşturmuş ve dolayısıyla değişik devletler kurmuş insan toplulukları vardır. Dil insanların birbirine bağlayan en önemli faktörlerden birisidir. Ancak, aynı dili konuştuğu halde farklı devletler kurmuş insan toplulukları mevcuttur. Diğer yandan din de insanların bir millet oluşturmasında çok önemli bir faktördür. Farklı dinden olan, farklı mezhepten olan insanlar genellikle farklı milletler oluşturmuşlar, farklı devletler kurmuşlardır. Buna karşılık, aynı dinden olanların mutlaka aynı millet oluşturacakları söylenemez. Zira, aynı dine ve hatta aynı mezhebe mensup olmakla birlikte farklı devlet kuran birçok millet vardır. Görüldüğü gibi bu faktörlerin güçleri hakkında önceden bir şey söylenemez. Bu faktörlerden her biri, değişik yer ve zamanlarda diğerine nazaran daha belirleyici olmuştur

Atatürk’ün türk dili hakkındaki düşüncelerini içeren metin..
”Türk milletinin dili Türkçe’dir.Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay alabilecek dildir.Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır.Bir de Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir.Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, an’anelerinin, muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
Türk demek dil demektir.Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi dildir.Türk milletindenim diyen insanlar herşeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.Türkçe konuşmayan bir insan Türk harsına camiyasına mesubiyetini iddia ederse buna inanmak doğru olmaz”


10.Sınıf Sayfa 60 ve 61 Kitap Etkinlik Cevapları

Sayfa 60
1-Niçin susuyorsun?
2-Kim birini çagırırsa söze önce obaşlar ve insan her zaman diline hakim olmalı,ne konuştuğunu
bilmelidir.
3-Bilgisiz her zaman susmalı,bilgili ise diline hakim olmalıdır bilgilinin sözünde her zaman hikmet vardır..
4-İnsan kendisine birşey sorulunca konuşmalıdır..
5-Dilin faydaları nelerdir???
6-Bilginin iki alameti dil ve boğazdır ruhun nasibi sözdür,kulaktan girer..
7-Sözün esası nedir ve kaç kısımdır?
8_Sözün yeri sırdır söz on kısımdır fakat biri söylenmelidir.




9-Sözün faydası ve zararı ne kadardır?
10-Yerinde kullanılan söz faydalıdır yersiz söz ise zararlıdır.
11-Söz ne zaman çok ne zaman az addedilir.(addetmek:saymak)
12-Söz güzel ne düşünülerek ancak sorulduğunda kısa söylenmelidir çok dinleyip az konuşmalıdır .Söz akılla söylenmeli bilgi ile süslenmelidir.
13-Sözün doğrusu kimden dinlenmeli,söz kime söylenmelidir?
14-Söz bilgiliden büyüklerden dinlenmeli,bilmeyenlere ve küçüklere söylenmelidir.
15-Dili söyletmeli mi susturulmalı mı?
16-Dil doğruyu söyeleyecekse söylenmeli söylenmeyecekse susmalıdır
2.a
Adalet: Kün Togdı
Saadet: Ay Toldı
Zeka: Ögdülmiş
Hukuk: Kün Togdı
Mutluluk: Ay Toldı
Hayatın Sonu: Odgurmış
2.b.
Akıl bir meşaledir… - Ögdülmiş
Huzur bendedir… - Ay Toldı
Ben işleri doğruluk… - Kün Togdı
ilgili insan fani… - Odgurmuş
2.c.
Yazar soyut kavramları (adalet, saadet, akıl, hayatın sonu) somutlaştırarak vermiştir. Somutlaştırmayı bu kavramları temsil eden “Kün Togdı, Ay Toldı, Ogdülmiş, Odgurmış” isimli kahramanlarla sağlamıştır.
3. Kutadgu Bilig, insanlara dünya ve ahiret hayatlarında yol göstermek için yazılmıştır.
4. Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu Bilig’de Karahanlı Türkçesi kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve sözcüklerde yabancı kökenli sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil kullanılarak yazılan Kutadgu Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi) söyleyiş özelliklerini de yansıtmaktadır.
Kültür Özellikleri: Kutadgu Bilig, İslami dönemin yansımalarının bulunduğu ilk örnektir. Mesnevi nazım şekliyle, beyitlerle yazılması ve İslami unsurların yer alması ve döneminin ahlak anlayışını ortaya koyması bakımından eser önemli bir kaynak durumundadır.
5.a.
-Her insan diline hakim olmalıdır.
-İnsan, kendisine bir şey sorulunca konuşmalıdır.
-Söz, ruhun nasibidir.
-İnsan, konuşmaktan çok dinlemeyi öğrenmelidir.
-Söz, yerinde kullanılırsa faydalıdır.
-Söz, güzel, düşünülerek, kısaca söylenmelidir.
-Söz, bilgiliden ve büyüklerden dinlenmeli; küçüklere söylenmelidir.
-Dil, her zaman doğruyu söylemelidir.

5.b.
Kutadgu Bilig’de savunulan ve öğüt niteliğinde verilen düşünceler, bugün hala geçerliliğini korumaktadır.
6.
-Aruz ölçüsünü kullanmıştır.
-Eserini sembolik olarak yazmıştır.
-İslami dönemin ilk edebi ürününü yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk mesneviyi yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazmıştır.
-Eserini öğretici (didaktik) tarzda yazmıştır.
sayfa 61 4. etkinlik
Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu Bilig’de Karahanlı Türkçesi kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve sözcüklerde yabancı kökenli sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil kullanılarak yazılan Kutadgu Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi) söyleyiş özelliklerini de yansıtmaktadır.
S.62 Etklinlik
A.MESNEVİ
B.ARUZ ÖLÇÜSÜNÜN KISA KALIBI KULLANIŞI
UYAK ŞEMASININ AA BB CC OLMASI
Sayfa 64
1.ahlak ve öğüt vermek için ve bilginin onemını belırtmek ıcınn
2.adip ahmet bilginin hayatta en onemlı şey olduğu hakkında öğütler vermiş bilgilinin her işinin iyi olduğunu belirtir
3.a) saadet yolu bilgi ile bulunur,kemik için ilik ne ise insan için bilig odur,br bilgili bin bilgisize bedeldir,bilgiyi Çin de bile olsa arayınız……
b)gecerlilğini korur bili herzamn onemlıdır ınsanlıktarıhı bılgı ıle gelışır.
4.a)bilgisizlikten ne kadar halk kendı elıyle put yapıp rabbım budur dedi
b)bin bilsende bir bilene danış,bilmemek ayıp değıl orenmemek ayıp….
5.hem dortluk hem beyıtten yazılmışislami kulturun etkısıyle beyıtler kullanılmış
6.islami donem 2. eser yazmış,eserin dil bilim acısından onemlı , eser dıdaktık yonde ele alınmış, hem dortluk hem beyıt kullanılmış


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 66-69-70

Sayfa 66 EtkinlikCevapları
1.Her dörtlüğünde hgikmet olduğu için şiirlerine hikmet adı vermiştir.Hikmet tasavvufi bir terimdir.
2.Dörtlüklerin son dizesinde de belirttiği gibi, Hz. Peygamber 63 yaşında toprağa girdi. Bende bu yaştan sonra toprağın altında yaşamalıyım diyerek, kendisine toprak altında bir hücre yaptıran Ahmed Yesevi’nin o günlerde meydana gelen bir olay, şöhretinin bütün Türkistan havalisine yayılmasına vesile olmuştu.
3. **Hikmet tarzı şiir geleneğinin ilk şairidir.
**Dini tasavvufla uğraşan şairimizdir.
**Yesevi tarikatının kurucusudur.
4.Ahmet Yesevi tasavvufla uğraşan şairlerimizdendir.Tüm yaşamını insanları islamiyet konusunda bilinçlendirmeye adamıştır.Metnin yazılış amacıda insanları islamiyet hakkında bilgi vermektir.
5.Halk edebiyatı geleneğinin devamı ,Tasavvuf Tekke Edebiyatı’nın başlangıcıdır.




ETKİNLİK
‘Hakaniye Lehçesi”
Hakaniye Lehçesi dendiği zaman akla Kaşgarlı Mahmut’un en çok beğendiği, öyle ki “Kaşgar dili”,”Kaşgar Türkçesi” olarak da adlandırılan, bir diğer şekilde “Karahanlı Türkçesi” (Karahanlıca)dilinin devirlerinden biri gelir.
Kaşgarlı’nın şivelerle karşılaştırılırken “Türkçe” diye adlandırdığı Hakaniye lehçesi, ilk Türk yazı dilidir.Bu yazı dili devresinden gelen eserlerin büyük kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu döneme Uygur dönemi(devri), bu yazı diline de Uygurca denilebilir
Sayfa 68 Sorular
1) türkçenin arapça kadar seçkin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.
2)divanü lügati’t türk ile birlikte sözlük yazma geleneği başlamıştır. divanü lügati’t türk türkçesidir.
3) islamiyet: islami dönem ilk eserlerinden en önemlisini kaleme almıştır.
arapça: eserini arapça olarak kaleme almıştır.bu durum onun arapçayı iyi bildiğinin göstergesidir.
türk kültürü:yaşadığı dönemin kültürünü yansıtmış ve günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
gezgin:türk türkmen yağma çiğil kırgız gibi türk boylarını dolaşmıştır.
dil bilimi:dil bilimi açısından o dönemin yaşayan sözcüklerin kelime kökleri eserine alınmıştır.
islamiyet öncesi sözlü ürünler:sagu koşuk sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini dinleyerek yazıya geçirmiştir.
etimoloji:türkçenin ilk etimoloğudur.
türkçe:türkçenin ilk sözlüğünü yazmıştır eserinde 7500 sözcük yer alır.
Sayfa 69 ve Sayfa 70
4a.Atatürke göre türk milleti demek türk dili demektir.türk dili kutsal bir hazinedir.çünkü bir toplumu millet yapan herşey dil sayesinde olur.bu sebeple türk dili türk milletinin kalbidir.
b.Kaşgarlı mahmut türk diline en büyük katkıyı yapanların başında gelmektedir.çünkü o dönemin maddi ve manevi kültür unsurlarını türkçenin bünyesince,türkçenin en eşsiz hazinelerinden biridir.
Kaşgarlı Mahmut ve Atatürk’ün Türk dili ile ilgili ortak görüşleri:
-Türk milleti demek Türk dili demektir.
-Türk milletinin her şeyi dilinde yaşamaktadır.(sevinci, üzüntüsü, öfkesi …)
-Türk dili, dünyadaki en zengin dillerden biridir.
-Türk dili, yabancı dillerin saldırısından korunmalıdır.
-Türk dili zengin ve köklü bir dildir.
Türk dilinin 20 ülkede ve birçok özerk bölgede milyonlarca kişi tarafından kullanılması Türklerin hangi özelliğini gösterir?
Türkçe’nin büyük dillerden biri olduğunu gösterir. (Türkçe dünyanın 5. büyük dilidir.)
Kutadgu Bilig,Divan-ı Hikmet,Divaü Lügati’t-Türk ve Atebetü’l Hakayık metinlerinden hareketle o dönemde benimsenen ve kültürel farklılaşmaya neden olan yeni değerler nelerdir?
Kültürel farklılaşmaya sebep olan İslam dininin kabulüdür. Adı geçen eserlerde İslami terimler ve isimler kullanılmaya başlanmıştır.
Türkçenin günümüzdeki durumu?
Türkçe günümüzde yabancı dillerin (özellikle İngilizce) etkisi altındadır. Nasıl ki bir dönem Farsça ve Arapça, Tanzimattan sonra Fransızca etkisine girdiyse şimdi de İngilizcenin etkisinde.
Atatürk’ün Türk dili için gösterdiği hedeflerin bugün neresindeyiz?
Atatürk saf Türkçeden yanaydı. Üstteki yorumdanda anlayacağınız üzere bugün saf Türkçeden söz etmek mümkün
Sayfa 71 Ölçme ve Değerlendirme Cevapları

1)d 
2)c 
3)d
4)y,d,d,y,d,d,d,d,
5)hakaniye,kutadgu bilig,topgaç buğra,ahmet yesevi.
6)d
7)divanı hikmet,ata betül hakayik,divanı lügatit türk,kutadgu bilig.


Sayfa 72
13 14 YY da anadolu da meydana gelen sosyal ve siyasi olaylar
13 ve 14. Yüzyil Turk Edebiyati
.13 ve 14. yüzyillarda Anadolu, siyasal bakimdan pek gok karga§amn yaşandigi bir donemdi. 13. yuzyilda Anadolu’da dort devlet vardi: Sel9uklular, ilhanlilar, Bizans ve Trabzon Rum imparatorlugu. Bunlann en güçlüsü Selçuklular idi.
Selcuklulann Mogollar tarafmdan 1243 yilmda Kosedag sava§i ile yikilmasi sonucu Anadolu’da bir cok beylikler kuruldu. Beyliklerin her biri kendi bagimsizlığını ilan etti. Bu kez beylikler arasi savaşlar başladi. Osmanli Beyligi 1299 yilinda kuruldu ve diger beyliklerle yaptigi savaslar sonucu geli§ip gii9lendi.
13 ve 14. yiizyilda Anadolu’da du§iince hareketlerinin merkezi Konya ve dolaylandir. Mogol akinlanndan korunmak amaciyla Turkmenistan Horasan’dan pek cok alperen gelerek Anadoludaki beyliklerin saraylanna sigiiAlar ve tasawuf du§uncesini yaymaya ba§ladilar. Bu ortamda tasavvuf edebiyati dogdu. Daha sonraki yuzyillarda da gelisip yayildi.
Tasawuf alamnda; Mevlana, Haci Bekta§ Veli, Yunus Emre, fieyyad Hamza, Ahmet Fakih, Nesimi, Giilflehri, Sultan Veled gibi pek 9ok sanat9i eserler verdi. Aym yuzyillarda din di§i konularda, Hoca Dehhani, Ahmedi, Hoca Mes’ut eserler verdi. Bir taraftan da Iran-Arap edebiyatlndan 9ok sayida 9eviriler yapildi. 1360 yilmda Kul Mes’ut tarafmdan “Kelile ve Dimne” adli fabl kitabi Turk9eye 9evrildi.
Bu yuzyillarda halk edebiyati alanmda “Battalname” ile “Dani§mend-name” adli eserler yazildi. Bunlardan “Battahiame’de Seyit Battal Gazi’nin din ugruna Bizans’a kar§i giri§tigi mucadelelerden soz edilir.” “Dani§mend name’de ise Melik Ahmet ile oglu Gazi Bey’in kahramanliklan anlatihr. Bu oykulerde dini inanclar ve ilahi yardimlar on plandadir. Hz. Muhammet, Hz. Ali riiyada goruliir. Hizir gazilerin yardimcisidir. Bu eserlerde eski Turk destan geleneginin izleri islami karaktere burunmu§ niteUkte ya§atildi.
Bu yuzyillarda gerek dini (tasawufi) gerekse din di§i konulan i§leyen fikirler tizerinde, iranli §airlerden Firdevsi, Nizami, Sadi, Feridtiddin Attar ile Fars9a eserler yazan Mevlana’nm etkisi gorulur. Bilim ve edebiyat yoluyla Arap9adan, Fars9adan dilimize sozcukler yamnda bu dillere ait kurallar da girmeye ba§ladi. Ancak 1277 yilmda Karamanoglu Mehmet Bey bir fermanla bunu onlemeye 9ali§ti. “Bugiinden sonra, divanda, dergahta, barigahta, mecliste, meydanda “Tiirk9e den ba§ka dil kullanihnayacaktir.” Bu ferman dilimizi yabanci etkilerden korumaya yetmedi.
Tasavvufun hızlı yayılması için 13. ve 14. yy.’lar Anadolu’su çok elverişli idi. Bunun birçok sebepleri vardır:
1- İslâmla muşerref olan Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi Hıristiyan Avrupası’nda sert tepkiler doğurmuştur. Hıristiyanlar, ülkelerini teminat altına alabilmek ve kutsal kabul ettikleri Kudüs’ü almak için Türklere karşı Haçlı Seferleri düzenlemişlerdir. Bu seferlerin önünde Hıristiyan din adamları bulunurdu. İşte bunlara karşı Türkler’den de din ve tasavvuf önderleri savaşlarda ön plana çıkmışlardır. Gazaya giden İslâm cenkçilerine yardım eden, onları manen ve madden de destekleyen erenler ve alp erenler görüldü. Ahilik gibi yarı mutasavvıf, yarı asker fakat bütün ülkeyi tutmuş bir esnaf ve zanaatçılar teşkilatı bir yandan din savaşlarını desteklerken öte yandan tasavvufun yayılmasına zemin hazırlıyordu.
2- Türklerin kalabalık bulunduğu Horasan’da 11.yy’dan beri yoğun bir tasavvuf hayatı vardı. Çünkü bu ülke eski din ve medeniyetlerin etkisi altındaydı. Bilhassa 12.yy’da yetişen Ahmet Yesevi’nin derviş ve müritleri çok sayıda idiler. İşte 13.yy başında Horasan ve diğer Türk yurtları Moğallar tarafından işgal edilmişti. Moğolların dayatmacı, yağmacı ve kötü yönetiminden kaçan aydınlar Anadolu’ya kaçtılar. Çoğu Mutasavvıf olan ve Horasan Erenleri denilenlerin arasında, Belh’ten Konya’ya gelen Mevlâna ve babası da vardı.
Mevlâna ve babası Anadolu’ya yepyeni bir fikir, ahlâk ve iman canlılığı getirdiler. Büyük şehirlerde dergâhlar kurdular. Kasaba ve köylere varıncaya kadar tekkeler inşa ettirdiler.
3- 13. ve 14. yy’larda Anadolu’nun siyasi yapısı karışıktır. Sağlam bir devlet otoritesi yoktur. Moğol akınları ile memleket yağmalanıyor, yakılıp yıkılıyordu. Şehirde, köyde güvenlik kalmamıştı. Mal, mülk elden zorla alınıyor, ölmek ya da yaşamak tesadüfe bağlı bulunuyordu. Bu huzursuzluk, insana dünyadan el etek çekmeyi va’z eden ve pırıl pırıl ilâhi bir alemin kapılarını açan tasavvufa rağbeti sağlamıştır. Hayatları teminatsız insanlar, tarikatın mânevî havasında veya bazı şeyhlerin nüfuzu altında huzur arıyorlardı.
Tasavvuf konaklarda, şiir ve sanat neşesi olurken; halk arasında ahlâk öğütleri şeklinde yayılıyordu. Fakat tasavvufun yayılmasında rehberlik eden asıl teşkilat “Ahilik”ti. Bektaşilik, Melâmilik, Nakşibendilik, Bayramilik gibi millî tarikatler hep ahilik teşkilatından çıktı.
Tekke şiirinin Türk Edebiyatında kaynakları 12.yy’da Horasan’da Ahmet Yesevî’nin hikmetlerinde görülmüştür. Şiir ve fikir tarihimizdeki yerleri, dil ve edebiyatımızı kurtarmak yolundaki hizmetleri için hiç bir şeyle kıyas edilmeyecek değerdedir. Tekke şiirinin ilk ve en güzel örnekleri 13.yy’da görülmektedir. Bu geleneğin büyük şairi olan Yunus Emre, 13.yy’da yetişmiştir. 13. - 14. ve 15.yy’larda parlak çağını yaşayan Tekke şiiri, 20.yy’a kadar da eser vermeye devam etmiştir.9
Özellikle Yunus Emre, Anadolu sahasında halk diliyle halka islâm dininin bütün kurallarıyla anlatan Tekke edebiyatının en büyük şairidir. Orta Asya’da Ahmet Yesevî ile başlayan Türk Tasavvuf Şiiri, Türkistan, Horasan ve Anadolu’da en üstün seviyeye Yunus Emre’yle ulaşmıştır.
14. yüzyılda Anadolu’da Tekke edebiyatı, 13. yüzyıldaki kadar bahtiyar bir devir yaşamamıştır.
O kadar ki bu asırların Tekke şairleri, şiiri Yunus gibi söylemeğe çalışmakla kalmamış, bazen Yunus’un ya “ Emre”liğini ya da bizzat Yunus adını unvan olarak kullanmışlardır.
Sayfa 72
1.a Kafiye-Redif
… benden beni a -i / -ü: redif
… gerek seni a -n: yarım kafiye
… dün ü günü a
… gerek seni a
… sevinirim b
… yerinirim b
… avunurum b
… gerek seni a
..öldürür
…daldırır
…doldurur
…seni
dürür,dırır, durur REDİF
…üzem
…düşem
…endişem
…seni
em:TAM KAFİYE
…sohbet gerek
…ahret gerek
…gerek
… seni
gerekker:REDİF
et:TAM KAFİYE

Sayfa 74
6.Siirde ask;atese,denize,zincire benzetilmistir.Askın bunlara benzetilmesinde ne kadar cileli ve zor bir yol oldugunu anlatmak amacı vardır.
7.Siirde gecen isimler;Leyla-Mecnun,Hz.Yusuf ‘tur.Leyla-Mecnun Allah askını anlatmak icin kullanılmıstır.Yusuf Peygamber de Kuran’da kıssası olan güzelligiyle ünlü bir peygamberdir.Yine Allah’ın güzelligini,askının büyüklügünü vurgulamak icin kullanılmıstır.
8.
-Mutasavvıf bir sairdir.
-Dini-Tasavvufi halk sairidir.
-Siirlerinde sade bir dil kullanmıstır.
-Siirlerinde tasavvufi konuları islemistir.

9. 1. ve 2. dörtlükler icin Yunus Emre’yi en iyi yansıtan dörtlüklerdir
Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine, 


esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri “Şerri” esaslara ve “Törelere” göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı ,
islamiyetin kabulü ile türk toplumunda görülen kültürel değişimleri araştırınız
Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri “Şerri” esaslara ve “Törelere” göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı.


Sayfa 75 - 76 - 77
-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.
-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük
-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.
-Şiirde geçen”şah,abdal,aba,hırka,post,aşık,evliya,pır”k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.
-Şiirde geçen ”dara durmak”hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar “Enel Hak diyen” Hallac-ı Mansur’un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk’a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.
-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek
Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal’ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal’ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.
-Nefeste Kaygusuz Abdal’ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.



Sayfa.77
1- acep derdime derman bulunamamış
sabır ettikçe devamı qelmiyor
2-mum gibi baştan aşğıya yanıyorum
bu yanmanın sebebi yokmu
3-düşmanlar ben ağlıyorum diye gülüyor
şu kafirlerin imanı yokmu
4-gamzenin oku deler yüreğimi
snin gönlünde bana yer yokmu
5-kanımı su gibi toprağa attın
ne zannettin garibin kanı yokmu
6-yüzünün güzelliğiyle gururlanıyorsun
kusurun hiç yokmu
7-seni sevmenin imkanı yokmu.
1.kıt a;çektiğim bu aşk acısının dermanı yokmu?
2.kıt a;benim aşk acısıyla yanmamın bir sonu yokmu?
3.kıt a;düştüğüm bu duruma düşmanım gülmekten vazgeçsin.
4.kıt a;bakışların yüreğimi deliyor.
5.kıt a;ben senin için kanımı akıttım. sen benim için akıtacak kanın olmadıgını sanıyorsun.
6.kıt a;yüzünün güzelliği ile övünüyorsun ama kişiliğin beş para etmez.
7.kıt a;sen bana yüz vermiyorsun ama seni elde etmenin bir yolu yokmu?
Devam…
-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.
-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa’ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa’ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük
-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.
-Şiirde geçen”şah,abdal,aba,hırka,post,aşık,evliya,pır”k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.
-Şiirde geçen ”dara durmak”hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar “Enel Hak diyen” Hallac-ı Mansur’un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk’a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.
-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek
-Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal’ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal’ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.
-Nefeste Kaygusuz Abdal’ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.
KAYGUSUZ ABDAL
Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir.
Dili sadedir
Hece ölçüsü kullanmıştır.
Konusu halkın ilgisini çekebilecek güncel konulardır




10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 78-79-81-83-84 
SAyfa 78 tablo
benzerlıkler;her ikisindedeaşk konusu işlenir.gazelde ilahi ** mecazi aşk konuları,ilahide yalnızca aşk konusu işlenir.her ikisindede dini terimler kullanılır.her ikisininde son bölümünde şairin mahlası wardır.kafiye ** redif kullanılır.
farklılıklar;
nazım şekli;ilahi halk edebiyatına ait gazel ise divan edebiyatına ait.
nazım birimi;ilahi dörtlük gazel beyit
ölçü;hece ölçüsü gazelde aruz ölçüsü



Sayfa 79
Sayfa 79
.6a) 
Benzetme= Kan suya benzetilmiş.
Aşık kendini muma benzetiyor.
Eğretileme=acep şol kafirin imanı yok mu
Zıtlık =Ağlamak Gülmek, Dert Derman
Soru Sorma=Son mısralarda soru sormaktadır.
b)
mum=aşık
kafir=maşuk(aşık olunan kişi)
gamze=sevgilinin yan bakışı
peykan=ok
7.soru
aşk acısı,özlem,ümitsizlik,hüzün,çaresizlik
8.soru
divan edebiyatının ilk temsilcilerindendir
edebi sanatlara yer vermiştir
dili sanatlıdır
tasavvuf etkisi görülmez
Sayfa 81
benzerlikler: her ikisinde de hece ölçüsü kullanılmıştır. dinsel konular tabiat ve doğa güzelliği aşk gibi konular işlenmiştir.
farklılıklar:i.ö.nazım birimi dörtlük.i.s.nazım birimi beyittir.i.ö.yarım kafiye kullanılır.i.s.tam kafiye redif kullanılır.i.ö.hece ölçüsüyle yazılır.i.s.aruz ölçüsüyle yazlır.i.ö.dil sadedir türkçedir.i.s.arapça ve farsça kelimeler kullanılır.sanatlı bir dil kullanılır.
Sayfa 83 Tablo
vahdet-i vücüd=varlık tektir….
insan-ı kamil=nefis……..
fenafillah=nefsin aruzlarından…
masiva=allah dışında..
2=e
3=d
4=d,d,d,y
5=c
6=insan-ı kamil , tekke dergah , ilahi aşk , mürit derviş
7=tekke dergah , allah, ilahi aşk şarabı sunan mürşit , nefsiöldürmek için yapılan zühd terbiye
8=e
Sayfa 84 1 etkinlik
deniz kenarına oturmuş dalgaların kıyıya vuruşunu seyrediyorum.Uzaktan büyük gibi görünen dalgalar köpük köpük noktalıyor yolculuğunu.Tepemde güneş batmaya can atıyormuş gibi karşıma geçiveriyor hızla.Parlaklığı kızıla bırakıyor büyük bir ihtişamla.Artık denizde mavi değil,sereserpe teslim ediyor kendinin güneşe .Dalgaları değil artık yakamozları seyrediyorum bir yaz günü günbatımında


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 86-87-88


Sayfa.86
1.a.simbatın harap bir kaleyi tamir ettirip yerleşmesi,müslümanların dehşet saçmaya başlaması,seyitin yola çıkması,kaleyi dolaşıp gördüğü su deliğinden içeri girmesi anlatılıyor
2.ETKİNLİK
a. battalname ile ilgili olan 8yy.da olusturuluyor fakat 15.yy da yazIya geciyor temasI battal gazinin kahamanlIgI ….. birde battalname metninden sunlar anlasIlIyor gaza ve cihat anlayIsI tarIm ve hayvancIlIkla ugrasIdIgI ve battal gazinin bir tImarlI sipahi olabilicegi
b.Silah yerine kılıç kullanıldığı,kaleler olduğu,cihat ve gaza anlayışı
2.Tarkan ve Cüneyt Arkın filmleri


3-soru
Metnin yapısını oluşturan öğeler:
olay örgüsü,
kişiler,
zaman,
mekan
*Metnin yapısını oluşturan öğeler arasındaki ilişki:
_Metnin yapısını oluşturan öğeler arasında organik bir bağ vardır.Yaşanan olay belli bir zamanda, belli bir mekanda kahramanlar arasında yaşanır.
Metne bir bütünlük kazandıran olay örgüsünün meydana gelmesini sağlayan yönde budur.
Sayfa .87
BATTAL GAZİ DESTANINDAKİ KAHRAMANLARIN TİP ÇÖZÜMLEMESİ TABLOSU
1.a.karakter b.tip c.tip
2.a.dinamik b.duragan c.duragan
3.a.tümü b.tümü c.tümü
4.a.olumlu b.olumsuz c.olumlu
5.a.evet b. evet c.hayr
6.a.var b.yok c.var
7.a.evet b.evet c.evet
8.a.hayır b.evet c.evet
Sayfa 88

5.Mekanın ve zamanın anlatıldığı cümleler
Mekan:Seyit yürüdü ///kaleyi/// dolaştı.Mekan kale oluyor.
Simbat ///saraya/// geldi.
Seyit dahi sarnıça düştü.
Zaman:Yatsı vaktiydi erteye değin……..
Alem düşmanlardan boşalınca……….
Mekanın ve zamanın anlatımı
Mekan:Mekanlar sadece adları söylemektedir.Tasviri yapılmamaktadır.
Zaman:Kesin bir zaman ifade edilmemektedir.
6.a.Metinde olaylar ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.
b.Kişiden kişiye değiştiği için cvbı sana bırakıyorum.
7.Tasvirler:Sevindiğinden///ağlaya ağlaya///evine geldi.
Seyit///karanlıkça///bir yerde kaldı.
Tasvirlerin işlevleri:Tasvirlerin amacı anlatılanların okuyucunun zihninde canlanmasıdır.Bunlar verilemezse anlatımda akıcılık olmaz.
8.Günümüz türkçesine benzeyen bazı sözcükler vardır.Ancak bunlar ses değişikliklerine uğramışlardır.Mesela üç yirden kolanın berkitti diyor üç yerden sıkılaştırdı olacak.


SAYFA 93 3. ETKİNLİK
Anadolu’nun fethini ve bu fethin kahramanlarını anlatan, 12. yüzyılda sözlü olarak şekillenen 13. yüzyılda yazıya geçirilen İslâmî Türk destanlarından biridir. Danişmend-nâme’de anlatılan olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek adlarıyla anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak görülmüştür



DELİ DUMBUL
*İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.
*Hikayede olaylar nesir,kahramanların duygu ve düşünceleri nazım ve nesirle dile getirilmiştir
*Arı bir dil kulanılmış,olağanüstü olaylara yer verilmiştir
*tasvirlere başvurulmuştur.

Sayfa 93

b)teması:
aile olmanın değeri
¨¨¨¨¨¨¨¨
2. Etkinlik a)adil bir yapı yok,islamiyet inancının yoğun bir şekilde olmasına rağmen farklı dinler görülüyor
2)tema evrenseldir
3)metnin yapısını oluşturan ögeler
*olay örgüsü
*kişiler
*zaman
*mekan
*ve dil anlatım(olay çevresinde oluşan metinlerde dil anlatıma da dikkat edilir)
SAYFA 93 TEKİ OLAY ÖRGÜSÜ SIRASI
12-2-4-10-5-7-13-3-9-11-1-6-8
KARAKTER Çözümleme tablosu
(sırasıyla 1,2,3,4,5)
……………deli dumbul……..;……..anne baba …………;………. eş
1………: deli ,zorba ,çıkarcı;……canları kıymetli,bencil ; fedakar,eşini
……………………………………… insanlar………………..;biri
2)……..:dinamik…………………..durağan ………………. ;durağan
3)……..:Allah ın varlığını ve ; metinde zaten pasif karakterler(anne baba
birliğini kabul etmemesi …………………………………ve eş)
yaptığı köprüden geçendende
geçmeyenden de para alması
4)…….)sosyal ortam deli dumbulu etkilemiş.çünkü yaşadığımız devirde onun yaptığı davranışlara pek de rastlanılmamış.diğer karakterleri ise sosysal ortam etkilememiştir.
5)………:karakterlerden deli dumbul gibi bir kişi toplumumuzda olamaz.anne baba için;her anne baba evladı için canını vermeye hazırdır.eş içinse;toplumumuzda kadın eşi için canını vermeye hazırdır.o vermese bile erkek söke söke alır.
c. öğüt vermez tebrik ederdim
ç. idam ettirirdim
6.a dede korkut , ilahi bakış açısıyla yazılmıştır
b. metin gayet güzel ben olsam birde sonuna şunu eklerdim deli dumrul artık Allah ‘ a bağlı inançlı bir insan oldu derdim.
7.a
kara dağlar
soğuk soğuk sularım
tavla tavla koç atlarım
penceresi altın otağım
katar katar develerim
beyaz koyunum
b. tasvirler çıkartıldığında cümleler çok basit oluyor
sosyal Ortam ve çevre bu karakterleri nasıl etkilemiştir:
deli dumrul:Olumlu
anne-baba:Olumlu
eş:Olumlu
bu karakterlerin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmıdır:
delidumrul:vardır
anne-baba:yok
eş:var


96.sayfa 8. SORU
sırasıyla altı çizili kelimeler; niçin,ederdi,benden,var mıdır, benimle,bahadırlığım,yiğitliğim,meğer,konmuştu,yah şi,emriyle,yetti,kavga,hanım,bey,kanatlı.
ses özellikleri
-cümleler kısadır
-dil sadedir
-alti çizili kelimeler ses değişimine uğramıştır
-ses düşmesi vardır


DANİŞMENDNAME
1.a.1.Melik danışment bir gece rüya görür.
2.Rüyadan kısa bir süre sonra bir elçi kağan tiginin mektubunu getirir.
3.Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati otağa gelir.
4.Yirmibin askerle tokata gidilir.
5.Tokat yakınlarında düşmanla savaşılır.
6.Melik danışment düşman beylerini dine davet eder.
7.O gece yine bir rüya görür.
8.Rüyasında kendisine verilen dua ile gümenek ırmağının suyunu keser.
9.O gece yine rüya görür.
10.Melik danışment cincike ovasında konaklar.
11.Melik danışmentin kahramanlıkları anlatılır.
b.Battalnamede olduğu gibi kahramanlık teması dönemin sosyal özellikleriyle paralellik göstermektedir.
2.İnsanların y8aşadıkları haksızlıklardan kurtulmak için her dönemde kurtarıcı beklemeleri buna sebeptir.Kahramanlık temasının her dönemde sıkça işlenmesi onun evrensel bir tema olduğunu göstermiştir.
3.Özgün metinde kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı sözüklerin ise günümüze gelene kadar bazı değişikliklere uğradığı görülmektedir.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;olay örgüsü,kişiler,zaman,mekan
Metnin yapısını oluşturan ögeler;Tüm bu ögeler temayı iletmede birer araçtır.
5.Mekan;Tokat,Gümenek ırmağı,Ankara,Samsun,Kale
Zaman;Sabah vakti,akşam vakti……
Mekanın ve zamanın anlatımı;Bu metinde mekanların sadece adları kullanılmıştır.Ayrıntıları verilmemiştir.
Zaman;Kesin bir zaman ifadesi bu metindede yoktur.
6.Tasvir cümleleri;///yüksek dağlara///çıktılar.tasvir cümlesi yüksek dağlar.
Tasvirlerin metindeki işlevi;Tasvirler anlatılanları zihinde daha belirgin canlandırmak için kullanılmıştır.Fakat ayrıntılara girilmediği dikkati çekmektedir.
7.Hikayede herşeyi bilen bir anlatım vardır.İlahi bikış açısıyla yazılmıştır.
8.İkiside hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardır.
9.a.Tip nasıl bir insandır;hayatını insanlara adamış korkusuz yiğit bir insandır.
Tip durağanmıdır,dinamikmidir;Dinamiktir.
Hikayenin hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu;Hikayedeki bütün olaylar onun etrafında geliştiği için dinamiktir.
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir;Halkın zulüm görmesi onun kahramanlık yönünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu tipin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmı;Vardır.Günümüzde toplum yapısısnın değişmesi ndeniyle farklılıklar vardır.
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi varmı;Olaylar onun etrafında geliştiği için diğer tipler üzerinde etkisi vardır.
Tip kendi kişiliğinin farkındamı;farkında
Sizce gerçek hayatta bu hikayedeki tip gibi davranan biri olabilirmi;gerçek hayatta kendini halkına adayan kişilere rastlanabilir fakat bu hikayede olduğu gibi olağanüstü özellikler göstermez.
b.Seyit battal Abdurrahmani tokati,Süleyman bin numan Mekanın ve zamanın anlatıldığı cümleler. Mekan:Köprü,Rum,Şam,ev
Zaman:Yüzkırk yıl,bugün,demin,şimdi,dokuz ay,on ay,
Mekanın ve zamanın anlatımı. MEkan:Mekanların sadece isimleri söylenmkte,tasvirleri yapılmamakta.
Zaman:arkadaşlar siz yukardaki zamanlara bi bakın bence kesin zaman ifade ediliyor.
Sayfa 102
1.a.1.Melik danışment bir gece rüya görür.
2.Rüyadan kısa bir süre sonra bir elçi kağan tiginin mektubunu getirir.
3.Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati otağa gelir.
4.Yirmibin askerle tokata gidilir.
5.Tokat yakınlarında düşmanla savaşılır.
6.Melik danışment düşman beylerini dine davet eder.
7.O gece yine bir rüya görür.
8.Rüyasında kendisine verilen dua ile gümenek ırmağının suyunu keser.
9.O gece yine rüya görür.
10.Melik danışment cincike ovasında konaklar.
11.Melik danışmentin kahramanlıkları anlatılır.
b.Battalnamede olduğu gibi kahramanlık teması dönemin sosyal özellikleriyle paralellik göstermektedir.
2.İnsanların y8aşadıkları haksızlıklardan kurtulmak için her dönemde kurtarıcı beklemeleri buna sebeptir.Kahramanlık temasının her dönemde sıkça işlenmesi onun evrensel bir tema olduğunu göstermiştir.
3.Özgün metinde kısa cümleler kullanılmıştır.Bazı sözüklerin ise günümüze gelene kadar bazı değişikliklere uğradığı görülmektedir.
4.Metnin yapısını oluşturan ögeler;olay örgüsü,kişiler,zaman,mekan
Metnin yapısını oluşturan ögeler;Tüm bu ögeler temayı iletmede birer araçtır.
5.Mekan;Tokat,Gümenek ırmağı,Ankara,Samsun,Kale
Zaman;Sabah vakti,akşam vakti……
Mekanın ve zamanın anlatımı;Bu metinde mekanların sadece adları kullanılmıştır.Ayrıntıları verilmemiştir.
Zaman;Kesin bir zaman ifadesi bu metindede yoktur.
6.Tasvir cümleleri;///yüksek dağlara///çıktılar.tasvir cümlesi yüksek dağlar.
Tasvirlerin metindeki işlevi;Tasvirler anlatılanları zihinde daha belirgin canlandırmak için kullanılmıştır.Fakat ayrıntılara girilmediği dikkati çekmektedir.
7.Hikayede herşeyi bilen bir anlatım vardır.İlahi bikış açısıyla yazılmıştır.
8.İkiside hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış kahramanlardır.
9.a.Tip nasıl bir insandır;hayatını insanlara adamış korkusuz yiğit bir insandır.
Tip durağanmıdır,dinamikmidir;Dinamiktir.
Hikayenin hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu;Hikayedeki bütün olaylar onun etrafında geliştiği için dinamiktir.
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir;Halkın zulüm görmesi onun kahramanlık yönünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu tipin sizin toplumsal yapınızdan farkı varmı;Vardır.Günümüzde toplum yapısısnın değişmesi ndeniyle farklılıklar vardır.
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi varmı;Olaylar onun etrafında geliştiği için diğer tipler üzerinde etkisi vardır.
Tip kendi kişiliğinin farkındamı;farkında
Sizce gerçek hayatta bu hikayedeki tip gibi davranan biri olabilirmi;gerçek hayatta kendini halkına adayan kişilere rastlanabilir fakat bu hikayede olduğu gibi olağanüstü özellikler göstermez.

SAYFA 104 
DANİŞMEND GAZİ 
TİP NASIL BİR İNSANDIR? 
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır 
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ? 
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir(dinamik) 
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU? 
hikayenin bütün kısmı 
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE 
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir 
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL 
çağın gereklerinden dolayı fark vardır 
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ 
DANİŞMEND GAZİ 
TİP NASIL BİR İNSANDIR? 
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır 
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ? 
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir(dinamik) 
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU? 
hikayenin bütün kısmı 
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE 
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir 
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL 
çağın gereklerinden dolayı fark vardır 
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ 
ana kahraman olduğu için vardır 
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR 
farkındadıryaptıkları bunun göstergesidir 
SİZCE GERÇEK HAYATTAA 
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle 
karşılaşmak mümkün değildir 
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir 
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL 
çağın gereklerinden dolayı fark vardır 
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ 
ana kahraman olduğu için vardır 
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR 
farkındadıryaptıkları bunun göstergesidir 
SİZCE GERÇEK HAYATTAA 
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle 
karşılaşmak mümkün değildir 



Sayfa 107 
1Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması 
karşılaşmak mümkün değildir 
107 
1Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması 
2Cemşidin bu kızın anadoluda olduğunu öğrenmesi ve önce çine 
oradan anadoluya geçmesi 
bBu olaylar hayal gücünün ürünü olduğu için yaşanamaz 
cCemşidin rüyası 
5etkinlik: 
aYazıya geçirildiği dönem ile tema arasında bir bağ yokturBu 
durum temanın iran edbalınmasından kaynaklanır 
bKişiden kişiye değişir 
3Aşk teması çok sık işlendiği için evrenseldir diyebiliriz 
4Metnin yapısını oluşturan ögeler;Olay 
örgüsü,mekan,zaman,kişiler 
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişkiler;Ögeler metnin 
temasını vermede birer araçtır 




1Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması 
2Cemşidin bu kızın anadoluda olduğunu öğrenmesi ve önce çine 
oradan anadoluya geçmesi 
bBu olaylar hayal gücünün ürünü olduğu için yaşanamaz 
cCemşidin rüyası 
5etkinlik: 
aYazıya geçirildiği dönem ile tema arasında bir bağ yokturBu 
durum temanın iran edbalınmasından kaynaklanır 
bKişiden kişiye değişir 
3Aşk teması çok sık işlendiği için evrenseldir diyebiliriz 
4Metnin yapısını oluşturan ögeler;Olay 
örgüsü,mekan,zaman,kişiler 
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişkiler;Ögeler metnin 
temasını vermede birer araçtır 
5Kişiler;Cemşi,Hurşid,Kayser 
Kişilerin özelikleri;Çin hükümdarının oğlusurZorlu yollardan geçip 
Hurşid için mücadele veren kahramandır 
Hurşid;Cemşidin rüyasında görüp aşık olduğu kız 
Kayser;Hurşidin babası 
Kişilerin işlevi;Cemşid;Mesnevinin baş kahramanı 
Hurşid;Baş kahraman 
Kayser;Yardımcı kahraman 
bDeğişen hayat şartları nedeniyle etkisi yoktur 
6Cemşid için derdinin dermanı yoktur onu nasıl anlatayım 
7Kayser///sarayına///gelince mekanların sadece adı 
verilmiştirBelirsiz bir zaman anlayışı vardır 
8Hindistandan çıkıp çine geldi 
9Kahramanların mekanın ve zamanın ayrıntılı tasvirleri 
yapıldıMetnin tamamı nesir şeklinde olurdu 
10Günümüze gelinceye kadar bazı söz değişiklikleri oluşur 
bazı yabancı sözlü kelimeler kullanılmıştır 
11Sade bir dil kullanmıştır 
Klasik türk edbşairidir 
Kişilerin işlevi;Cemşid;Mesnevinin baş kahramanı 
Hurşid;Baş kahraman 
Kayser;Yardımcı kahraman 
bDeğişen hayat şartları nedeniyle etkisi yoktur 
6Cemşid için derdinin dermanı yoktur onu nasıl anlatayım 
7Kayser///sarayına///gelince mekanların sadece adı 
verilmiştirBelirsiz bir zaman anlayışı vardır 
8Hindistandan çıkıp çine geldi 
9Kahramanların mekanın ve zamanın ayrıntılı tasvirleri 
yapıldıMetnin tamamı nesir şeklinde olurdu 
10Günümüze gelinceye kadar bazı söz değişiklikleri oluşur 
bazı yabancı sözlü kelimeler kullanılmıştır 
11Sade bir dil kullanmıştır 
Klasik türk edbşairidir 
sayfa 115 
1üstteki paralel çizgiler; akıl,utanma-haya,ilim,iman 
Klasik türk edbşairidir 
sayfa 115 
1üstteki paralel çizgiler; akıl,utanma-haya,ilim,iman 
alttaki paralel çizgiler;öfke,aç gözlülük,haset,şüphe 
Ana düşünce;İman rahmani,şüphe şeytanidir 
2Dönemin tasavvuf ve hayat anlayışını ilahi aşkı ve bu aşkın 
verdiği coşkuyu,islam inancının kaynaklarını öğretmek amacıyla 
yazmıştır 
3Makalatın Özellikleri: 
Eserde sade,anlaşılır bir dil ve kısa cümleler kullanılmıştırBazı 
sözcüklerin günümüze gelinceye kadar bazı ses değişikliklerine 
uğradıkları görülmektedir 
sayfa 116 
413 ve 14 yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir) 
uğradıkları görülmektedir 
sayfa 116 
413 ve 14 yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir) 
mensur metinler(düz yazı) 
5Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur 
413 ve 14 yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir) 
*mensur metinler(düz yazı) 
5Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur


Sayfa 119
a.KONULARI BAKIMINDAN ÖĞRETİCİ METİNLER
*Tıp metinleri * dini metinler * İslam menkıbeleri * öğüt ve bilgi verici metinler
b.Sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.Cümleler kısa ve açıktır.Bu dönem öğretici metinleri din tasavvuf tıp ve tabiat konularında yazılmıştır.Bu yüzyılda yazılan öğretici metinler aydınlatıcı ve yol gösterici metinlerdir.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
1.a
2.T A S A V V U F
3.e
4.Makalat adlı eseri...Hacı Bektaş Veli...yazmıştır.
14.yy öğretici metinleri anlatım biçimleri bakımından...manzum..ve...mensur...olmak üzere iki gruba ayrılır.
5.D,Y,D,D,Y,D,Y


arkadaşlar 120deki 5, soru
d d d d y d y
121 , sayfayı zaten sınıfta yazcaksınız şiiri
123;birim değeri;beyit
birim sayısı;5
birimlerde anlatılanlar,
1.şair sevgilinin yüzünü açmasını ve yürümesini bahçedeki varlıkların bunu görmesini istemiştir
2.bu beyitte ise,şair aşk aşka sevgilinin aşkından düştüğünü ve amansız bir dert olduğunu anlatmıştır
3.sevgilinin aşkınkından perişan olduğunu anlatmıştır
4.duyduğu aşktan dolayı kaburga kemiklerinin bile sayılabileceğini ve bu ahliyle musikara benzediğini
5.güzellere acımasız şefkatli değilller demenin yanlış olduğunu vurgulamktadır 
TEMA;aşktır
ç.beyitlerin yerlerini değiştirdiğimizde anlamda bi değişiklik meyadana gelmez çünkü beyitler kendi arasında uyumludur.
d.yaşanması mümkün değildir çünkü hayali unsurlar vardır.
egazel nazım şeklinin özelliklerini yazcaksınız bunu bulabilirsiniz
f ikisininde nazım şekli gazel nazım birimi beyit temaları aşk ölçü aruzdur
124.2.soru:ses benzerlikleri var ahengi sağlayan unsurlar var 
125.4.soru;gül ve nesrin sevgilinin yanagı
servi ve sanavber;sevgilinin yürüyüşü
gülnar; rengi ve şekli dolasıyla aşığın vücudunaki yaralar
sayfa 121
1. etkinlik
NABİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Bende dayanacak güç,sende vefadan zerre yok.
İki yoktan ne çıkar,bir kere düşünelim.
MUHİBBİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Halk içinde devlet gibi itibar gören bir şey yok.
(Fakat)dünyadaki devlet bile bir nefes sağlıktan daha değersizdir.
AŞIK PAŞA'NIN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Şu gönülde dağ olan hem gönül bağını kesip hem de bağ olan aşk değil mi(dir?)
FUZULİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Herkes,bayram için yılda bir kez kurban kesmektedir.
Ben her zaman her saat senin kurbanınım.
ULVİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Ey sevgili,halimi arz etmek için seni yalnız bulamıyorum.
Seni yalnız bulduğumda ise kendimi asla bulamıyorum.
NEFİ'NİN SÖZÜNÜN AÇIKLAMASI
Aşık benim,rezilliğimle şehirde şöhretlendim(tanıdım).
Mecnun'un hikayesini yazanlar hep çöle,sahraya yazmışlar.

sayfa 123
BİRİM DEĞERİ:beyit
BİRİM SAYISI:beş
ŞİİRİN TEMASI:aşk
BİRİMLERDE ANLATILANLAR;
1.şair sevgilisinin yüzünü açıp salınarak yürümesini,bağdaki çiçek ve ağaçların da bunu görmesini istemektedir.
2.şair,bu aşk hastalığına sevgilinin aşkından düştüğünü,bunun da nasıl amansız bir hastalık olduğunu herkesin görmesini istemektedir.
3.şair sevgilisinin aşkından perişan olduğunu,vücudunda yaralar açıldığını söylemektedir.
4.şair,aşk derdinden dolayı kemikleri sayılacak kadar zayıfladığını ,bu hali ve inlemeleriyle tıpkı Musikar'a benzediği söylemektedir.
5.şair güzellere yumuşak huylu değiller,demenin yanlış olduğunu,gördüklerinde hemen yumuşak huylu olduklarını söylemektedir.
Ç. gazeldeki beyitlerin yerleri değiştirilerek okunduğunda gazelin anlamında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.Çünkü gazelin birimleri olan her beyit kendi içinde bir bütündür.Bu nedenle anlam aynı birim içinde başlar,aynı birim içinde biter.Dolayısıyla bir beyitteki anlam diğer beyitlere bağlı olmadığı için beyitlerinin yerlerinin değiştirilmesi gazelin anlamında herhangi bir değişikliğe sebep olmamaktadır.
D.Şiirde anlatılanların gerçek hayatta yaşanılması mümkün değildir.gazeldeki sevgili ve aşık tipleri,şairin hayal gücünün ve bağlı bulunduğu Divan şiiri geleneğinin tipleridir.
E.Gazel nazım şeklinin özellikleri; 
*Divan şiirinin nazım şekillerindendir.
*5-15 beyit arasında yazılır.
*İlk beytine matla,son beyitine makta,en güzel beyitine beytü'l-gazel,şairin adının veya mahlasının geçtiği beyte mahlas beyti denir.
*İlk beyit kendi arasında kafiyelidir.
*Genellikle aşk,kadın ve içki konuları işlenmiştir.
F.Her iki şiirde gazel nazım şekli,beyit nazım birimiyle ele alınmıştır.Kafiye şeması Baki'nin gazelinde olduğu gibi aa/ba/ca... şeklindedir.Her iki gazelinde teması aşktır.Anlatılanlarda gerçek hayatta yaşanması mümkün değildir.Hoca Denhani'nin gazeli 7 birim iken ,Baki'nin gazeli 5 birimdir.

2. ETKİNLİK
Aşk temasıyla bulduğunuz şiirleri sınıfta okuyunuz.((arkadaşlar buna Özdemir ASAF'ın --LAVİNİA-- şiiri örnek verilir.))
2.Gazelde aşk teması işlenmiş ve bir aşığın durumu gözler önüne serilmişti.Burada ise aşığın durumu yine gazelin bütünündeki durumuna eşdeğerdir.Verilen sözcükler okunduğunda yine halini anlatan ve sitem eden aşığın durumu ortaya çıkmaktadır.
3. İMGELER
GÜL VE NESRİN:rengi dolayısıyla sevgilinin yanağı
SERVİ VE SANAVBER:uzunluk ve salınış sebebiyle sevgilinin boyu ve yürüyüşü.
GÜLNAR:rengi ve şekli dolayısıyla aşığın vücudundaki yaralar.
4.SÖZCÜK: Gülnar
GERÇEK ANLAMI: nar çiçeği
ŞİİRDEKİ ANLAMI:yara
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gülnar bu mevsime yakışıyor.
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Bu dertten gülnarlar açtı her yanımda.
SÖZCÜK:muhabbet(gülşeni)
GERÇEK ANLAMI: gül bahçesi
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gül bahçesi rengarenkti
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Yanımdayken kendimi gül bahçesinde hissediyorum.
SÖZCÜK:Musikar 
GERÇEK ANLAMI:efsanevi kuş 
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut 
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Musikar efsanevi bir kuştur.
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Öyle güzel sesi vardı ki Musikar'ı andırdı.

6. Açıl bağun gül ü nesrini ol ruhsarı görsünler
Salın serv ü sanavber şive-ı reftarı görsünler.
yukarıdaki dizelerde istiare(eğretileme)sanatı vardır.
Kapunda hasıl itdi bu devasuz derdi hep gönlüm
Ne derde mübtela oldu dil-i bimarı görsünler.
yukarıdaki dizelerde teşhis(kişileştirme)sanatı vardır.
Açıldı dağlar sinemde çak itdüm giribanum
Muhabbete gülşeninde açılan gülnarı görsünler.
yukarıdaki dizelerde teşbih(benzetme)sanatı vardır.Vücut sevgilinin gül bahçesine yaralar ise nar çiçeğine benzetilmiş.
Ten-i zarumda pehlum üstühanı sayılur bir bir
Beni seyr itmeyen ahbab Musikar'ı görsünler
yukarıdaki dizelerde teşbih sanatı vardır.Aşık kendini ve inlemelerini Musikar'a ve onun gagasından çıkan seslere benzetmiştir.
Ey Baki
bu ifade de nida(seslenme)sanatı vardır.
Yalvarı görsünler
yukarıdaki ifadede iham sanatı vardır. yalvar sözcüğü hem yalvar- hem de bir çeşit para anlamında kullanılmıştır.Her iki anlamda beyte uygun olduğu için iham sanatı vardır.
7.*gazel nazım şeklinin kullanılması
*beyit nazım biriminin kullanılması
*aruz ölçüsünün kullanılması
*sanatlı bir şöyleyiş olması
*arapça ve farsça sözcüklerin kullanılması
8.örnek yazı: 
Bakinin gazeli yapı bakımından divan şiir geleneği yansıtmaktadır.Anlatımdaki sanatlı ve manzumlara dayalı ifadelerin yanı sıra ahenk bakımından da çok güçlü olan gazelde aşk teması işlenmiştir.şair aşk temasını aşık ve verfasız sevgili etrafında işlemiştir.temanın işlenmesinde manzumların yanı sıra şairin hayal gücünün de etkisi vardır.
9.Baki;
*şiirlerinde tasavvufi unsurları kullanmıştır.
*şiirleri nazım tekniği yönünden kusursuzdur.
*şiirlerinde çok güçlü sanatlı bir söyleyiş vardır.
*divan şiirinin en güçlü şairidir


S.124 2.soru
ses benzerlikleri var ahengi sağlayan unsurlar var 

125
4.soru
gül ve nesrin sevgilinin yanagı
servi ve sanavber;sevgilinin yürüyüşü
gülnar; rengi ve şekli dolasıyla aşığın vücudunaki yaralar

S.126 8.Soru
Bakinin gazeli yapı bakımından divan şiir geleneği yansıtmaktadır.Anlatımdaki sanatlı ve manzumlara dayalı ifadelerin yanı sıra ahenk bakımından da çok güçlü olan gazelde aşk teması işlenmiştir.şair aşk temasını aşık ve verfasız sevgili etrafında işlemiştir.temanın işlenmesinde manzumların yanı sıra şairin hayal gücünün de etkisi vardır.
sayfa 128'deki 27. ve 28. beyitlerdeki söz sanatları
27.beyit 
Sensen ol bahr-ı keramet kim şeb-i Mirac’da
Şebnem-i feyzün yetürmiş sabit ü seyyara su

Söz Sanatları:
Tenasüp: Bahr, su, feyz, şebnem kelimeleri arasında yapılmıştır. Bunlar su ile ilgili kelimelerdir.
Teşbih-i Beliğ: Hz. Peygamber’in keramet denizine benzetilmesi (Bahr-ı keramet)
Tezat: Bahr ve şebnem kelimeleri arasında

28.beyit
Çeşme-i hurşidden her dem zülal-i feyz iner
Hacet olsa merkadün tecdid iden mimara su

Söz Sanatları:
Tenasüp: Mimar, merkad, tecdid, zülal ve çeşme kelimeleri arasında
Teşbih: Güneş çeşmeye benzetilmiş. Güneş ışıkları zülale benzetilmiş.
sayfa 129 16.beyitte söz sanatı
16. Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed'in, yoluna girmiştir.

Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed'e uyan, onun yolunda giden mümin arasında bir münasebet buluyor. Temizlik dolayısıyle İslâmiyet suya büyük önem verir. Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür. Suyun vasıflarından biri berrak oluşudur. İyi mümin de öyledir. Onun gönlü de su gibi aydınlık, herkese açıktır.kinaye sanatı vardır

S.130 4.sorunun ***ı;
Ahmeti muhtar,Habiballah,Harelbeşer,Miraç sözcükleri.

S.130 4 ve 5. etkinlikler
edebiyattı demi 
1.etkinlik
ç.kasidede her beyit anlam bakımından birbirinden bağımsız ** her beyit kendi içinde bir bütündür kasidede beyitler arasında ses ilişkisi su sözcüğüyle sağlanmıştır.
d.
şairin kişisel duyarlılığını ve hayal gücünü en iyi ifade eden beyit şudur 
'dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar 
kuze eylen topragum sunun anunla yara su'
Bu beyitte şair , sevgilinin elini öpebilmek için ölmeyi ** mezarının toprağından yapılan testi ile sewgiliye su **rilmesini istiyor .böylece sewgilinin elini öpebildiğini hayal ediyor.
e.
kasidenin özellikleri şunlardır;
-devlet ve din büyüklerini övmek için yazılır 
-beyit sayısı 31-99 arasındadr
-kafiyelenişi aa,ba,ca,da dır
-kasidenin ilk beyitine malta,son beyitine makta, şairin mahlasının geçtiği beyite taç beyit , en güzel beyte ise beyt'ül-kasid denir
-kaside.nesib,ginizgah,methiye,fahriye ve dua olmak üzere beş bölümden oluşur

sayfa 130 5. etkinlik 5. soru

aruz ölçüsünün kullanılması, kaside nazım şeklinin kullanılması, sanatlı bir söyleyiş olması, arapça ve farsça kelimelerin kullanılması

10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 131-132-133-134-135-136-137-138-139
sayfa 131

6. HİSSETTİKLERİM
samimiyet
sevgi
özlem
arzu
heyecan

7.FUZULİ
divan şiirinin en güçlü şairlerindendir.
şiir tekniği çok güçlüdür.
şiirlerinde tasavvufi konuları ele almıştır.
şiirlerinde azeri türkçesinin özellikleri görülür.

Sayfa 133

BİRİMLERDE ANLATILARLAR
Şiirin teması: Aşk
1.Şair, aşıkların ayrılık acısına sabredemeyeceğini anlatıyor.
Birim Değeri: Dörtlük - Birim Sayısı: Bir
2.İlahi aşk
3.Dilek (dua)
4.Aşk

ç)1.Rubai: Ayrılık - Aşk
2.Rubai: Aşk Ateşi - İlahi Aşk
3.Rubai: Duam - Dilek
4.Rubai: Sevgili - Aşk

d)Gerçek hayatla ilişkilendirilebilir. Aşk ve aşkın halleri ile dua insan hayatında yer bulabilen durumlardır.

e)Rubai nazım şeklinin özellikleri:
-Nazım birimi dörtlüktür.
-Tek dörtlükten oluşur.
-aaxa şeklinde kafiyelenir.
-Özel bir vezinle yazılırlar.
-Yoğun bir fikir örgüsü vardır, bu da ahengin sağlanmasını zorlaştırır.
-Tasavvuf, felsefe, dünya görüşü gibi pek çok konuda yazılırlar.
-Asıl söylenmek istenen 3. ya da 4. dizede söylenir.

2)1.Rubai
söyler imiş: redif
-an: tam kafiye

2.Rubai
ûr: tam kafiye

3.Rubai
-dan sakla: redif
â: yarım kafiye

4.Rubai
dime ana: redif
-z: yarım kafiye

3)"vâdi" ve "sanem" sözcükleridir.
Vadi: Ihlara Vadisi'ne düzenlenen geziye katıldık.
Şiir vadisinde o da kalem oynatmıştı.

sanem: Puta tapınma ilkel kabilelerde de görülmektedir.
Put kadar güzel bir insanmış, dedi.

4)1. Rubai: dil (gönül), bir insan gibi düşünülmüştür. Kişileştirme sanatı vardır.

2.Rubai
dil-i bi-karar: teşhis
fevvare-i nur: teşbih
ateş-i aşk: teşbih

3.Rubai
Ya Rab: nida (seslenme)
reh-i vadi-i rubai: teşbih
ta'n-ı har-ı nadan-ı dü-pa: teşbih

4.Rubai
sanema: nida
sanem: istiare

5)Nazım şekli, nazım birimi, mazmun ve sanatlar divan şiiri geleneğine aittir.


Sayfa135
BİRİMLERDE ANLATILANLAR
Şair, sevgilisine seslenerek neşelenmek için Sadabad'a davet etmektedir.
Şair, Sadabad'da eğlenmek amacıyla neler yapacaklarını anlatmaktadır.
Şair, Sadabad'da eğlenmekten, Kasr-ı Cihan'ı seyretmekten bahsetmektedir.
Şair, sevgilisini yine Sadabad'a davet ederek eğlenmeyi teklif etmektedir.

Birim Değeri: Bent - Birim Sayısı: Dört - Şiirin Teması: Kadın (sevgili)

c)Farklılaşma olmaz. "Kadın" teması etrafında oluşturan birimlerdeki anlam aynı birimde başlayıp aynı birimde bitmektedir. Bu durum anlam bakımından bir farklılaşma olmasını engeller.

2)Şarkı, Lale Devri'nin ünlü şairi Nedim'e aittir. Lale Devri, lale bahçeleriyle, imar faaliyetleriyle ve eğlenceleriyle ünlü bir dönemdir.

3)Şiirin ahenginin bozulmasına sebep olur.

b)Şiirin ahengini sağlamak, söylemek istenenin vurgusunu artırmak amacıyla tekrar edilmiştir. Ayrıca nazım şeklinin bir özelliği olarak tekrar edilen dizelere "nakarat" denir

S.136
ç. kırmızı, çiçeklerin rengini ifade ettiği için
4. soyutluktan somuta çevirdiği için
çok mecaz anlamlı kelimeler söz konusu değil
8.aruzla yazılmış,nazım şekli bakımından,bentlerle yazılmış olması , arapça ve farsça kelimeler sade de olsa kullanılmış
9.hayatın sevilince güzel olduğu
NEDİM
en önemli eseri divanıdır
kendine özgü mecazları mazmunları ve sade istanbul türkçesi ile divan şiirinin en güçlü şairlerinden biridir
soyut bir dünyası olan divan şiirine samutu sokmayı başarmıştır
şarkı nazım şeklini en iyi kullanan şairdir
şiirlerinde lale devrinin özellikleri görülür
tamamen din dışı konular işlemiştir
mahlileşme akımının en önemli temsilcilerindendir

S.136 7.Etkinlik

imgeler..............ifade ettiği anlam ...................kullanılış şekli
dil ....................... konuşma dili ....................... gönül
demin ....................... az önce ....................... anını
dem ..................... kan , zaman ....................... an
serv ......................... ağaç ...................... sevgilinin boyu
name-i aşk ................. şarkı sözü ..................... aşk kitabı
gam
kopuz
ney
came-i aşk
ab-ı revan

sayfa 138

1.a.birim değer:bent
birim sayısı:dokuz 
BİRİMLERDE ANLATILANLAR
1.sevgilinin saçını yüzüne dökülmüş görünce gönlün ona aşık olduğu anlatılmaktadır.
2.sevgilinin bu sevgiye hiç değer vermediği,adını bile anmadığı anlatılmaktadır.
3.aşığın umutsuzluğu anlatılıyor
4. aşık sevgilisinin peşinden koşan diğer aşıklardan yakınmaktadır.
5.aşık sevgili için kendini feda ettiğini anlatmaktadır.
6.aşık umutsuz durumunu anlatıp,bu sevgiye engel olamadığndan bahsetmektedir.
7.aşık sevgili ile geçirdiği bir anı herşeyden üstün tutmaktadır.
8.aşık bu hale düşmek istemediğini fakat gönlüne söz geçiremediğinden bahsetmektedir.
9.şair aşk kitabının ancak kendi adıyla okunabileceğinden bahsetmektedir.

c. murabba nazım şeklinin özellikleri;
dört dizelik bentlerden oluşur.
4 ile 8 arası bent yazılır
her konuda murabba yazılmasına rağmen dini ve öğretici konular ile mersiye,yergi,övgü daha çok kullanılmıştır.
2.şair aşk yüzünden bedbaht ve ümitsiz bir durumdadır.bu hal şiirin bütün dizelerinde hissedilmektedir.şairin bu ümitsiz durumunu en iyi yansıtan dize ise her bentte tekrarlanan "Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül"dizesidir.
3.şair 8. bentte aşk ile müzik arasında bir ilişki kurmuştr.aşkın müzikle birlikteliği duyguları ifade etmedeki rolü düşünülürse günümüzde de bu ilişkinin devam ettiği görülür.bugün bile hala şarkıların çoğunun aşk temasını işlemesi aşk duygusunun evrensel olduğunun da bir göstergesidir. 

S.139

teşbih sevglinin yüzü itiariyle güle enzetilmiştir.
teşbih sevgilinin saçı kokusu dolasıyla yasemine benzetilmiştir
teşhis(kişileştirme) aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür.
nida gönle seslenilmiştir
teşhis aşığın gönlü insan gii düşünülmüştür
istiare aşığın gönlü heva yolı'na benzetilmiş fakat söylenmemiştir.

10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 141-142-143-144-145-146
sayfa-141
birim değeri:bent
birim sayısı:yedi
BİRİMDE ANLATILANLAR
-şair, gönlüne seslenerek feleğin ne yapacağının belli olmayacağını söylemektedir
-gönlün arzu ve isteklerinden vazgeçmesini istemektedir.
-şair,bu dünyanın kimseye kalmayacağını belirtmektedir
-şair, gönlün feleğin güzelliklerine aldanmaması elindekilerle yetinmesini kanaat etmesini söylemektedir
-şair, feleğin kendisine gaddarlık ederek sevgilisinden ayırıp gurbete attığını ifade etmektedir
-şair,her şeyini sevgili uğruna feda ettiğinden bahsetmektedir
-şair,nefsin ve dünyanın isteklerinden vazgeçmek gerektiğini, gönül aynasının böyle temizleneceğini ifade etmektedir
şiirin teması:aşk, dünya nın geçiciliği
c. beşer dizelik bentlerden oluşur 
ilk bent kendi arasında kafiyeli diğer bentlerin son dizesi ilk bentle kafiyelidir(aaaaa bbbba....)
2.acele etme, acele etmek kınama getirir
dünya için boş yere ıstırap çekme 
arzularına, heveslerine sabır ve tahammülden bir örtü çek
feleğin kaderindeki şerbet zehirlidir,sakın içme 
dünya mülkünün saadetini bir rüya zannet
kanaat ederek yalnızlık köşesini seç
nefsinin ve dünyanın lezzetlirini unutarak aşk sarhoşu ol 
gönül aynanı tertemiz yap
verilen tasavvufi öğütler, insanı tasavvuftaki anlamıyla olgunlaştırmak içindir.
günümüz şartları düşünüldüğünde bu öğütlerin tam anlamıyla uygulanması mümkün değildir
S.142 3.Soru
1. kıtada a,a,a,a,a gösterür:redif -et: tam kafiye
2.kıtada b,b,b,b,a -ab:tam kafiye
3.kıtada c,c,c,ca -i :redif -er :tam kafiye
4.kıtada: ç,ç,ç,ça -i:redif -et:tam kafiye
5.kıtada d,d,d,d,a -e:redif -t: yarım kafiye
6.kıta e,e,e,ea -ini:redif -ir:tam kafiye
7.kıta f,f,f,f,fa -ını:redif -at:tam kafiye

ölçü aruz ölçüsüyle yazılmıştır failetün failetün failetün failün şeklinde
ses ve söyleyiş şiirde uzun ve ksıa sesler ile bbbirbirine enzeyen seslerin oluşturduğu ahenk söz konusudur.

sayfa 142 de 4ün cevabı

2.mısrada ve 3.mısrada telmih hatırlatma
4.mısrada nida
son mısrada ise eğretileme vardır.

sayfa 142 de 4ün b. si
ivmek :acele etmek
bunu için ivmenin bi anlamı yok =cümle
sabr kılmak:sabretmek
olanlara karşı güçlü ol sabret
ıztırab çekmek:ıstırap çekmek
o da çok ıstırap çekmişti
hake salmak: toprak olmak
nice insan toprak olup gitti
nakş itmak: nakşetmek
anlatılanları nakşediniz
ser virmek: baş vermek
gerekirse aşını verir geri adım atmaz

sayfa 142 5inci

ifade ettiği anlam kullanım şekli
süleyman peygamer deve kaptırdığı yüzü ile anılmıştır
iskenderin aynası feleğin iskenderin aynasını bile yıktığına gönderme yapılmıştır
sevgilinin eşiği sevgiliye ulaşma kovuşma yolu anlamında 
sevgilinin saçı zincir olarak düşünülmüştür
put put kadar güzel sevgili anlamında kullanılmıştır

S.142 6/7/8/9 sorular
6- cihan, cam-ı sipihrün, mülk-i cihanün devleti, çarh-ı gaddar, cellad-ı çarhun, mirat-ı felek, harab, devr-i felek
7-
-beş dizeden oluşan bentlerle yazılır
-felsefe ve tasavvuf konularını işler
-aruz ölçüsü ile yazılır
-uyaklanışı aaaaa,bbbba,cccca.... şeklindedir
-4-8 bentten oluşur
8- sen ne hissettiysen onu yaz


144. sayfada 1. soru
a)ana birim değeri: bent
b)alt birim değeri:beyit

S.145
2. soru: son beyitlerde yani vasıta beyitinde
3.a. kafiye ve redifler, aruz ölçüsü ve ses tekrarları
3.b. şiirin konusu vurguyu etkiler örn; kahramanlık şiirini gür bir sesle okuruz,aşk şiirini yumuşak bir tonda...
5. İnsanlara eziyet ettiği düşüncesinden kaynaklanıyor olabilir
6.a Nİda:''Ey hace'' ve ''Ya Rab'' ifadelerinde nida(seslenme) sanatı yapılmıştır.
Tezat:''Akl-divane'',''dana-şeyda'',''derd-çare'',''mir-geda'',''vefa-cefa'',''cahil-kemal''ifadeleri karşıt anlamlıdırlar.
Mübalağa:''Evc-i felege basdı kadem cah ile cahil/erbad-ı kemalün yiri yok zir-i felegde''beyitinde abartma vardır.
Tenasüp:''Fena-adem'' ve ''a'yan-paşa'' kelimeleri anlam bakımından ilişkili olduklarından tenasüp vardır.
İstiare:''Cİger-pare'',''mülk-i fena'',''mezbele'' kelimeleriyle benzetme yapılmıştır fakat benzeyenler söylenmemiştir.
İstifham:''Ya Rab bize er bulunup himmet eder mi yoksa günümüz böyle felaketle geçer mi'' beyitinde isrifham(soru sorma)sanatı yapılmıştır.
.b. somut bir konu işlendiğinden söz sanatları en aza indirilmiştir.
BAĞDATLI RUHİ 
terkibibent ile ün kazanmıştır,dili sadedir ve sanatlardan uzaktır, eleştirel bir tarzda yazmıştır,
toplumun sorunlarına ilişkin yazmayı tercih etmiştir, en çok etkilendiği şair Fuzuli dir,
S.146
1.a.
Gazel
mısra örgüsü: beyit (5-15)
kafiye düzeni: aa ba ca ...
tema:aşk,ayrılık,hasret,özlem,tabiat güzelliği
Kaside
mısra örgüsü:beyit
k. d.:aa ba ca..
tema:genellikle devlet ve din büyüklerini övmek için söylenir
Rubai
m.ö.:tek dörtlük
k.d.: aaxa
tema:dünya görüşü, felsefe , tasavvufi düşünce
Şarkı
m.ö.:dörtlük
k.d: aAaA bbba ccca( A.A nakarat)
tema:aşk,sevgi,ayrılık,eğlence
Murabba
m.ö.:4 er dizelik bentlerden oluşur bent sayısı değişebilir
k.d.:aaaa bbba ccca ....
tema: konu olarak gazele benzer
Muhammes
m.ö:5 dizelik bölümlerden oluşuyor
k.d.:aaaaa bbbba cccca....
tema:hayatın gelip geçiciliği , öğüt
Terkibi bent
m.ö.:5-10 bentlerden oluşur(her bent 10 ile 20 beyitten oluşur)
BENZERLİKLERİNE GÖRE NAZIM ŞEKİLLERİ
mısra örgüsü:gazel kaside terkibi bent
kafiye düzeni:gazel kaside
tema:gazel şarkı 


10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 147-148-149-150-151-152

sayfa 147

2.Divan şiirinde ritim,uzun ve kısa seslerin ritmine bağlıdır.Bu ritmi sağlayan aruz ölçüsüdür.milli edebiyat şiiri olan Han Duvarlarında ise ritim, 7+7=14'lü hece ölçüsüyle sağlanmıştır.Cumhuriyet Dönemi şiiri olan Salkımsöğüt'te ise ritim hece ya da aruz ölçüsüyle değil,benzer seslerin farklı dize yapıları içinde verilmesiyle sağlanmıştır.
sayfa 148

3.Divan şirinde birimler bir bütün olduğu için birimdeki anlam o birimde başlar ve diğer birimlere sarkmadan o birimde biter.modern şiirde birimlerin birbirine eşit olması gerektiği gibi anlayış söz konusu değildir.Ten Sonnet'si şiirinde işlenen duygu ve düşüncenin birim içerisinde kalmamakta,sonraki birime de sarkarak geliştiği ve sonuçlandığı görülmektedir.oysa Divan şiirinde böyle bir durum söz konusu değildir.

4.Ortak manzumlar şunlardır.
gül (gazel,murabba,kaside)
serv (gazel,şarkı,kaside)
dil (gazel,kaside,rubai,şarkı,murabba,muhammes,terkibi bent)
zülf (murabba,muhammes)
felek,dünya (murabba,terkibibent)
hak (kaside,murabba)
sanem (rubai,muhammes)

5. a.Verilen gazeller ritimleri dikkate alınarak okunduğunda Baki'nin gazelinin ritminin daha kuvvetli olduğu görülmektedir.Bakinin gazelinde kullandığı dil,Nesimi'nin şiir dilinden daha ahenklidir.Bunun yanında gazellerin yazıldıkları yüzyıllara bakıldığında 16. yy.da şiir dilinin daha oturmuş olması Baki'nin gazelinin ritmini ve ahengini daha üstün kılmaktadır.

b.Şöyleyiş ve ritim bakımından Baki'nin gazeli daha başarılıdır.Nesminin gazeli osmanlı devletinin kuruluş döneminde yazılmıştır.Bakinin gazeli ise yükselme dönemi ürünüdür.Nesiminin gazeli divan şiirinin kuruluş dönemi ürünü olduğu için gazelde bazı kusurların,ritim ve ahenk eksikliklerinin olması son derece doğaldır.yükselme dönemine gelindiğinde ise herşey yerli yerine oturmuş,her alanda en parlak örnekler ortaya konulmuştur.

sayfa 149

6.a.Pir Sultan Abdal tarafından söylenen koşma "aşık tarzı halk şiiri"örneğdir.bu nedenle islamiyetten önceki türk edebiyatı döneminin sözlü edebiyat devresinden itibaren süregelen bir geleneğin ürünü olan koşma da dil,son derece sadedir.halka hitap ettiği için halkın dilinden uzaklaşmamış,onların duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir.

b.Pir Sultan Abdal'ın koşması ile Baki'nin gazelinin okuyucu kitlesi aynı değildir.koşma halka hitap ederken gazel yüksek zümreye hitap etmektedir.


7.divan şiirinde işlenen konular her bakımdan birer kusursuzluk örneğidir.aşk tam anlamıyla aşktır,sevgili her yönüyle hayal gücünün zirvesinde yer alır.bu nedenle divan şiiri "ideal"olanın ifadesini bulduğu yerdir.herşey"idealize" edilerek anlatılır.divan şiirinin bu özelliği yani "yüce" ve "yüksek" olana yönelik olması,onun "somut" yerine "soyut"un sahasında kalmasına sebep olmuştur.

8. divan şiirinin arapça ve farsça kelimelerin sıkça kullanılması İslam medeniyetinin etkisinin yanı sıra asıl aruz ölçüsü dolayısıyladır.türkçede uzun ses olmaması seslerin uzunluk ve kısalık esasına dayalı olan aruz ölçüsünün uygulanmasını zorlaştırmıştır.çıkış yolu olarak aruza uymayan türkçe sözcükler yerine uzun ve kısa seslerin bulunduğu arapça ve farsça sözcükler kullanılmaya başlamıştır.

9.
gazel
TEMA:aşk
AHENK:Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
YAPI:nazım şekli;gazel nazım birimi;beyit
DİL:arapça ve farsça sözcüklerin kullanıldığı bir dildir.
SÖYLEYİŞ:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişimi belirlemektedir.

koşuk
TEMA:aşk
AHENK:hece ölçüsü kullanışmıştır.
YAPI:nazım şekli;koşuk nazım birimi;dörtlük
DİL:eski türkçe dönemini yansıtan öztürkçe bir dil kullanılmıştr.
SÖYLEYİŞ:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişini belirlemektedir.


SAYFA 150
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1.C
2.A
3.C
4.E
5.E
6.E
7.E
8.A
9.D
10. D-Y-D-Y
11.*Gazelin son beyitine..makta...şairin mahlasının bulunduğu beyite..taç beyit...en güzel beyitine ...beytü'l gazel... denir.
*Diva şiirinde kullanılan kalıplaşmış nükteli ve sanatlı güzel sözlere...mazmun...denir.
12.
...makta...
...taç beyit...
... Nedim...
.. vasıta...
...aruz...
...mazmun...
...tecahül-i arif....
..benzeyen...ve ...benzetilen....
...tenasüp...


sayfa 152 1. etkinlik : kime ait olduğu bilinmemektedir. anonim ürünlerdir.
2-a) türkünün söyleyeninin bilinmediği kuşaktan kuşağa günümüze ulaştığını ifade ediyor
b) kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır.
sayfa 153
1-a) 1. mani : de'ler redif
ere'ler zengin uyak 
7'li hece ölçüsü
3. mani: dim ler redif
il ler tam uyak
4. mani: lar gibi ler redif
ağ lar tam uyak
5. mani: ma beni ler redif
6. mani: ayna güzel ler cinaslı uyak
c) cinas yapılmıştır. cinas maninin ahengi bakımından önemlidir. cinaslı manilerde ses ve söyleyiş cinas bulunan kelimelerle sağlanır.
2-b) duygu ve düşüncenin ifade edildiği bölümlerin dışındaki dizeler doldurma dizelerdir. bu dizeler asıl anlamın bulunduğu dizelere hazırlık yapılmasını sağlar.
3) 1,2,5,6 manilerin teması aşktır.3. maninin ayrılık 4. maninin derttir.
4-a) yel: gerçek anlamı rüzgar manideki anlamı dargınlıktır.
sanki aramızda serin yeller esiyordu./ bu yel sizi hasta eder dedi.
ciğer: gerçek anlamı organ manideki anlamı içten, gönüldendir.
ciğerinden rahatsızlanmış./ haberi alınca ciğerim yandı.
Sayfa 153 1.Soru A şıkkı
1.mani
....derede -de:redif
....nerede -ere:zengin uyak
....dedim 7'li hece ölçüsü
....pencerede
 
2.mani
Erkek
....Mesdi yar yar:redif
....mesdi yar
....arasında
....esdi yar
Kız
....maniciyim -m:redif
....gemiciyim 7'li hece ölçüsü
....alma
....alıcıyım
 
3.mani
....dildim -dim:redif
....sildim -il:tam kafiye
....kıymetin 7'li hece ölçüsü
....bildim
 
4.mani
....çağlar gibi -lar gibi :redif
....dağlar gibi -ağ:tam uyak
....yaralıyım 7'li hece ölçüsü
....sağlar gibi
5.mani
....alma beni -ma beni:redif
....salma beni -al:tunç uyak
....göster 7'li hece ölçüsü
....alma beni
....gül ister
....bağlar gibi
 
....aldım seni -dım seni:redif
....salma beni -al:tunç uyak
....göster 7'li hece ölçüsü
....alma beni
 
6.mani
....ayna güzel ayna güzel:cinaslı uyak
....ayna güzel ay ne güzel:cinaslı uyak
....görenler 7'li hece ölçüsü
....ay ne güzel
....tarar
....ayna güzel
 
1. soru c şıkkı
''Ayna güzel'' ve '' ay ne güzel'' ifadelerinin birlikte kullanılmasıyla cinas yapılmıştır.Cinas,maninin ahengi bakımndan önemlidir.Cinaslı manilerde ses ve söyleniş aralarında cinas bulunan kelimelerle sağlanır.
 
2. soru a şıkkı
Duygu ve düşünceler 1.manide 2,3 ve 4. dizelerde;2.manide ilk dörtlükte 2,3 ve 4. dizelerde,ikinci dötrlikte ise 3ve4. dizelerde; 3.manide 3 ve 4. dizelerde ;4 ve 5.manide bütün dizelerde; 6.manide 3,4,5 ve 6. dizelerde dile getirilmiştir.
 
2. soru b şıkkı
Duygu ve düşüncelerin ifade edildiği bölümlerin dışındaki dizeler ''doldurma'' dizelerdir.Bu dizeler asıl anlamının bulunduğu dizelere hazırlık yapılmasını sağlar.Doldurma düzeler anlam bütünlüğünü sağlar.
 
3. soru
1,2,5 ve 6. manilerin teması aşktır.3.maninin teması ayrılık 4.maninin teması derttir.
 
4. soru a şıkkı
Manilerde geçen deyimler şunlardır:
-Serin yeller esmek:darılmak ve incinmek.''Aramızda serin yeller esiyordu.''
-Kıymetini bilmek:değerini bilmek.''Kıymetinin bilinmemesinden şikayetçi.''
-Dağ gibi=çok büyük
-Dillere sarmak:Her yerde söz etmek.''Her yerde ondan bahsedip dillere saldı.''
 
4. soru b şıkkı
-Yel:Gerçek anlamı rüzgar; manideki anlamı dargınlıktır.
Sanki,aramızda serin yeller esiyordu.
Bu yel sizi hasta eder dedi.
-Ciğer:Gerçek anlamı organ;manide gönülden, içten anlamında kullanılmıştır.
Haberi alınca,ciğerim yandı.
Ciğerlerinden rahatsızlanmıştı.
-Altın:Gerçek anlamı değerli bir maden;manide kıymetli anlamında kullanılmıştır.
Onun altın gibi bir kalbi var.
 
5. soru
1,2,3,5 ve 6. manilerde sevgili ve ona duyulan aşk teması işlenmiştir.4.manide ise çok dertli olan bir kişinin duyguları işlenmiştir.
 
 
SAYFA 154
6.a
Edebiyat Dilinde Mani:
Başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür. Çoğunlukla 7 heceli dört dizelik bir bendden meydana gelir.Dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxa'dır. aaaxa düzeninde maniler de var. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Bir çok mani çeşidi vardır. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani'dir.
 
Düz Mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çokluk cinassızdır.
 
Kesik mani: Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri "aman aman" ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.
 
Cinaslı mani: Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.
 
Yedekli mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.
 
Deyiş: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır.
 
 
b.
1.mani düz mani
2.mani deyiş mani
3.mani düz mani
4.mani artık mani 
5.mani deyiş mani
6.mani kesik mani
155.sayfa
1)ilk dörtlük=Şair kendini teselli etmeye çalışıyor.Çünkü derdine dermen aramak için gittiği gurbette daha fazla dertle karşılaşmıştır.
ikinci dörtlük =Huma kuşunun yere düşüp ölmediğini,Süleyman peygamberin güçlü olduğu halde dünyanın ona kalmadığını,sevdiğine gitmek istediğini ama kısmet olmadığını söylemektedir.
üçüncü dörtlük=Kendi acısını anasında ayrılmış kuzulara benzetiyor ve kandi derdini ancak onun gibi dert çekenin anlayacağını dile getiriyor.
 
2)a.Nakarat bölümü
b.mısra örgüsü 4 lüktür.
 
Sayfa 156 4. soru a şıkkı
Vurgu ve tonlama.Temaları farklı olduğuunda söyleyişi farklıdır.
 
Sayfa 157 Ölçme Değ. Devapları
1)E
2)C
3)C
4)türkü denir.
artık maniler asıl maniler....
5)Mâni----Deyiş
Türkü----Kavuştak
Ağıt----Sagu
 
SAYFA 159
Birimlerde Anlatılanlar
1) Şair, baharın geldiğini, bülbüllerin ötmeye başladığını anlatmaktadır.
2) Şair, ağaçların yeşillendiğini, ırmakların coştuğunu, aşıkların da şevke geldiğini ifade etmektedir.
3) Şair, baharın gelişiyle güllerin açtığını, güzellerin salınarak gezindiğini, aşıların buna sevindiğini ifade etmektedir.
4) Şair, baharla birlikte her yerin yeşerdiğini belirterek acaba bu baharın coşkusuyla Allah ağlayanları da güldürür mü diye düşünmektedir.
5) Şair, yeryüzünün güllerle kırmızıya boyandığı şu bahar günlerinde kendisinin ağladığını, dertli olduğunu ifade etmektedir.
 
Şiirin teması: Baharın Gelişi
Birim Değeri: Dörtlük
Birim Sayısı: Beş
 
Kafiye ve Redif
1. Dörtlük: olduğu zamandır: redif
kul ve yol ' daki l'ler yarım kafiye
2. Dörtlük: -erler: redif
giy uy ve kay ' daki y'ler yarım kafiye
 
**çü: 11'li hece ölçüsüyle söylenmiştir.
SAYFA 160
3.a)İkinci dizede teşhis sanatı vardır.
Üçüncü dizede teşhis sanatı vardır.
Dördüncü dizede istifhan (soru sorma) sanatı vardır.
Beşinci dizede istiare sanatı vardır. Gözyaşları jaleye (kırağı, çiğ) benzetilmiş ama söylenmemiş.
 
b) Şiirin daha edebi ve coşkulu, aynı zamanda kuvvetli bir biçimde söylenmesini sağlar.
 
4)Dil Özellikleri: Koşmada sade bir dil kullanılmıştır. Halk söyleyişinin de yansıdığı koşmada ayrıca halkın baharın gelişi karşısındaki duygu ve düşüncelerin ifade ediş biçimi de görülmektedir.
Bağlı Olduğu Gelenek: İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı'nın Sözlü Edebiyat geleneğine bağlıdır.
 
5)Hissettiklerim: Heyecan - Sevgi - Güzellik - Sevinç - Coşku
 
6)Asker bir saz şairidir.
Şiirlerinde duru bir Türkçe kullanmıştır.
Katıldığı askeri seferlerle ilgili pek çok şiiri vardır.
Akıcı bir üslubu vardır. 
 
161 ve 162
 
semai 
ilk dörtlükte -mez ler redif
ikinci dörtlükte "-ımız" redif ,"-at" tam kafiye, -mez redif
üçüncü dörtlükte "-acı" tunç kafiye -maz redif
dördüncü dörtlükte "-ahri,-ehri,-ahrı" zengin kafiye -mez redif
son dörtlük "-le" tam kafiye -maz redif
birim değeri:dörtlük
birim sayısı:5
şiirin teması:gurbet
mısra örgüsü:abab cccb dddb eeeb fffb
birimde anlatılanlar
1)Gurbete çıkmanın tehlikeli olduğunu ve her güzeli de sevmemesi gerektiğini dile getiriyor.
2)Gurbet elde kimsenin kıymetimizi bilmeyeceğini belirtiyor
3)Gurbete gönlündeki derdin ilacını bulmak için çıkmıştır ama bulamayacağını belirtiyor
4)Gurbetin çok zor olduğunu ve kahrının çekilemeyeceğini anlatıyor
5)Aşıkların sevdiklerine kavuşamadıklarını dile getiriyor.
2.b.Şiiri şiir yapan vurgu ve tonlamadır.Bu yüzden düz yazı okurken noktalama işaretlerinde yaptığımız vurgu ile şiir vurgusu arasında çok fark vardır
3.a. gönül gurbet ele çıkma(teşhis)
sunam gurbet elin kahrı(açık istiare)
bülbül figan eder güle(teşhis, telmih, tenasüp)
güzel sevmek sarp bir kale(teşbih, tenasüp)
b.ahengi sağlamış ve şiiri çekici hale getirmiştir
4.dil sade, imgeler suna ve bülbül
bağlı olduğu gelenek: sözlü gelenek yani aşık etebiyatı
5.Gurbet ellerin kimsenin yuvası gibi olmadığı ve çok zor olduğu...
6. Divan tarzı şiirler söylemiştir.
Hem hece nem aruzla yazmıştır.
Asıl kişiliği hece ölçüsüyle yazdığı ölçüsüyle yazdığı koşma ve semailerde görülür.
Gazel, murabba, muhammes tarzı şiirlerde yazmış.Ancak çok başarılı sayılmaz.
7.saz şairi; halkın arasında olan bir kişidir. ilhamını halk zevkinden halkın hayal gücünden alır. halk şiirinde, günlük dilde konuşulan kelime ve deyimler yer alır.
 
Sayfa 162
6)Erzurumlu Emrah’ın fikrî ve edebî kişiliği 
*Erzurumlu Emrah döneminin önemli saz şairlerindendir.
*kendinden sonra gelen şairler üzerinde etkili olmuştur.
*şiirlerinde kullandığı dil sade ve anlaşılır bir dildir.
*şiirlerinde kafiye ve redifler sağlamdır.
 
2.*halk şiiri ile konuşma dili arasında bir benzerlik söz konusudur.
*saz şairi halkın arasında olan bir kişidir.ilhamını halk zevkinden,halkın hayal gücünden alır.
*halk şiirinde,günlük dilde konuşulan kelime ve deyimler yer alır.
 
 
10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 163-164-165-166-167-168-169-170-171
163 1.a ve b
1.a)bir halk şairi şiirlerini söylerken öncelikle halkın beğenisine uygun onun anlayacağı bir anlatım tarzı ve konular seçmiştir.bunları kendi birikimini de katarak soyut ve bir kişinin yaşayabileceği bir konu şeklinde ifade eder.
 
1.b)
KOŞMA;
 
HALK BEĞENİSİ=halkın zevkine günlük yaş**ına uygun”baharın gelişi”konusu;anlayabileceği dil ve anlatım ;kulağa hoş gelecek ses ve söyleyiş;günlük yaş**ına uygun benzetmeler kullanılmıştır.
 
SOYUTLUK=aşk,sevinç,çoşku,heyecan
 
KİŞİSELLİK=şairirn bilgi,birikim ve hayata bakış açısı şiirin oluşmasında etkili olmuştur.şiirde anlataılanlar bir kişinin yaşayabileceği bir konudur.
 
SEMAİ;
 
HALK BEĞENİSİ=halkın günlük yaş**ına uygun “gurbet”konusu;anlayabileceği dil ve anlatım;kulağa hoş gelecek ses ve söyleyiş;günlük yaş**ına uygun benzetmeler kullanılmıştır.
 
SOYUTLUK=gurbet,gurbet acısı,dert,özlem,sevgiliye hasret
 
KİŞİSELLİK=şairin bilgi birikim ve hayata bakış açısı şiirin oluşmasında etkili olmuştur.şiirde anlatılanlar bir kişinin yaşayabileceği bir konudur.
163 halk şairi=şiirlerini doğaçlama ilticai söyleyen şairlerdir.
kalem şairi=şiirlerini kağıt üzerinde yazan şairlerdir.
164 =165 şairlere göre yazıyım: bayburtlu=semai, kağızmanlı hıfzi:ağıt, aşık=semai,, köroğlu=koçaklama, aşık ömer=GÜZELLEME, ,karacaoğlan=varsağı, everekli seyrani=taşlama,,ATALAR SÖZÜ =DESTAN
 
166 1.SORU=D D Y D D 2.soru=D D Y Y Y 3.soru=d şıkkı 4.soru=.sırasıyla güzelleme, koçaklama, taşlama, diğeri koşma ya da 11'li hece ölçüsü
5. soru= koşuk=koşma sav=atasözü, mersiye =sagu
 
Sayfa 168 ve 169
1.a 
BİRİM Değeri
dörtlük
BİRİM SAYISI:6(altı)
ŞİİRİN TEMASI 
Övgü dür
2.soru
okudunuz methiyenin ahenk unsurarını.......... başlıyan soru ...?
KAFİYE VE REDİF
-anlar:redif
-t:yarım uyak 
-gül:redif
-as:tam uyak 
KAFİYE
aruz şeklinde .
SES VE SÖYLEYİŞ
Vurgu ve tonlamalar ahenki kuvvetlendirir. 
 
 
 
 
 
169. sayfa
3.soru
HİSSETTİKLERİM: dürüstlük,sevgi ve iyi niyet,samimiyet,bağlılık.....
 
 
 
5.soru 
Pir=> Methiyede tarikat şeyhi anlamında kullnılmıştır.
Taht makamı=> Şiirde şeyhlik makamı anlamında kullanılmıştır.
Hak nefesi=> Şiirde doğru söz anlamında kullanılmış.
 
 
6.soru 
SEYYİT NESIMI 
*SADE DİL KULLANMIŞ 
*TASAVVUFİ KONULAR İŞLEMİŞ 
*MUSAVVUF BİR ŞAİİRDİR.
171= 1:d şıkkı 
2=b şıkkı, 3=e şıkkı
4=boşluklar sırasıyla: bektaşi,,,, tarikat, adab erkanını,,,nutuk
5=y d y y
 
10.Sınıf Edebiyat Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa 176-177-178-179-180-181-182-183
 
Sayfa 176
 
Tahir ile Zühre 
 
Karakterler: 
Padişah: Aslında iyi karakterli birisi olmasına rağmen karısı büyü yaptırdıktan sonra aşıkları ayırır. 
Padişahın karısı: Kibirli, gözü yükseklerde olan, kötü kalpli birisidir. Tahir ile Zühre'yi zorla ayırmaya çalışır. 
Tahir: Vezirin oğludur. Zühre'ye **** gibi âşık olmuştur. Aşkı uğruna türlü çilelere katlanmıştır. Âşıklığı diline de vurmuş, güzel türküler söylemiştir. Sonunda aşkından ölmüştür. 
Zühre: Padişahın kızıdır. Tahir'i çok sevmekte, onun uğruna her türlü çileye katlanmaktadır. Tahir'le evlenmek için elinden geleni yapmaktadır. O da aşkından ölmüştür. 
Arap köle: Saraydaki bir köledir. Zühre'ye âşık olmuştur. Tahir ile Zühre'yi ayırmak için elinden geleni yapmış, padişahın karısına sürekli yardım etmiştir. Zühre aşkından ölünce o da kendini bıçaklayarak öldürmüştür. 
Dadı: Tahir ile Zühre'yi buluşturmak için yardım etmiştir. İyi kalpli bir insandır. 
Derviş: Olacakları önceden tahmin eden, Tahir'e -sıkıştıkça- yardım eden bir ermiştir. 
Sihirbaz cadı: Padişahın karısına yardım eden bir sihirbaz. Kötü birisidir. 
 
Olay örgüsü: 
Giriş: Vezirle padişahın dervişle görüşmesi ve çocuklarının olması. 
Gelişme: Tahir ile Zühre'nin birbirlerine âşık olmaları, padişahın karısının ve arap kölenin onları ayırmaya çalışmaları, bu çerçevede aşıkların başlarından geçen olaylar. 
Sonuç: Tahir ile Zühre'nin aşkları uğruna ölmeleri.
 
2-)Karakter çözümleme tablosu
karakter nasıl bir insandır?
Tahir= Aşkı sevdiği için ölmeyi dahi göze alan biridir.
Zühre= Aşkı sevdiği için ölmeyi dahi göze alan biridir.
Anne-baba= hırslarına yenilip kızlarını dinlemeyen zalim insanlardır.
Kara diken= Aşkı için kötülük yapmayan zalim bir insandır.
 
Karakter durağan mıdır dinamik midir?
Tahir= Olaylara en fazla yön veren karakterdir hikâyenin en dinamik karakteridir.
Zühre= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikâyenin bazı bölümlerinde dinamiktir.
Anne-baba= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikâyenin bazı bölümlerinde dinamiktir.
Kara diken= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikâyenin bazı bölümlerinde dinamiktir.
 
Hikâyenin hangi kısmı sizin karakter hakkında böyle düşünmenize neden oldu?
Tahir= Hikâyede birçok olayın Tahir’in başından geçmesi veya olayların yönünü değiştirmesi.
Zühre= Tahir’le buluştuğu bölümler babasının tahirden kaçırdığı ona kötülük yaptığı bölümler.
Anne-baba= Büyü yaptırdığı ve âşıkları birbirinden ayırdığı bölümler.
Kara diken= Tahir ile Zühre’nin aşkını ve buluştukları haber verdiği bölümler.
 
Sosyal ortam ve çevre bu karakterleri nasıl etkilemiştir?
Tahir= Sevdiğine kavuşma konusunda çevresinden bazen yardım alsa da bu yeterli olmamış yaptıklarının hayatına mal olmasına çevresi engel olamamıştır.
Zühre= Sevdiğine kavuşma konusunda çevresinden bazen yardım alsa da bu yeterli olmamış yaptıklarının hayatına mal olmasına çevresi engel olamamıştır
Anne-baba= Yaptıkları konusunda özellikle baba hikâyenin başında uyarı alsada bunları dikkate almamıştır. Anne-baba çevreden kimse uyarmayınca yaptıklarında aşırıya kaçmışlar zulmetmişler ancak yaptıklarının be****ni de canlarıyla da ödemişlerdir.
Kara diken= zayıf- karakteri çevresine zarar vermesine neden olmuştur.
 
Bu karakterin sizin toplumsal yapınızdan farkı var mı?
Tahir= Tahir gibi bir aşığı günümüz toplumumuzda bulmamız zor olsada imkânsız değildir.
Zühre= Zühre gibi bir aşığı günümüz toplumumuzda bulmamız zor olsada imkânsız değildir. 
Anne-baba= Bugünkü toplumsal yapıda görülebilirler.
Karadiken= bu tip insanlar her toplumda görülebilirler.
 
 
Bu karakterin diğer karakterler üzerinde etkisi var mı?
Tahir= Vazgeçemediği aşkı ile diğer karakterler üzerinde etkili olmuştur.
Zühre= Vazgeçemediği aşkı ile diğer karakterler üzerinde etkili olmuştur
Anne-baba= Tahir ile Zühre üzerinde etkileri vardır.
Karadiken= Doğrudan Padişah dolaylı olarak Tahir ve Zühre üzerinde etkisi vardır.
 
Karakter kendi kişiliğinin farkında mı? Yani sizin düşündüklerinizi kendi hakkında düşünüyor mu?
Tahir= Tahir kişiliğinin farkındadır.”aşkı için hayatını ortaya koyan, sürekli zorluklarla mücadele eden” Tahir güçlü kişiliğinin farkındadır, özgüveni tamdır.
Zühre= Zühre’de mücadeleci bir karakter olarak kişiliğinin farkındadır, özgüveni tamdır.
Anne-baba= Anne-baba kişiliklerinin farkında değildir. Çünkü hikâyeye baktığımızda Anne-baba hep olumsuz davranışlar sergilerler ve bu davranışlarının olumsuzluğunu kabul etmezler.
Karadiken=kara dikende yaptığı kötülüklerin farkında değildir, dolayısıyla kişiliğindeki zafiyetin ve olumsuzluğun farkında değildir.
 
Sizce gerçek hayatta bu hikâyedeki karakter gibi davranan biri olabilir mi?
Tahir= gerçek hayatta Tahir gibi sevgisi uğruna her şeyini verecek biri olabilir.
Zühre= gerçek hayatta Zühre gibi sevgisi uğruna her şeyini verecek biri olabilir
Anne-baba= gerçek hayatta sevenleri hırsları uğruna ayıran Anne-baba olabilir.
Karadiken= gerçek hayatta sevenlerin arasında giren “kara dikenler” olabilir.
 
SAYFA 177
 
3.a-)Tahir ile Zühre hikayesindeki kahramanlar;
 
1.Tahir
2.Zühre
3.Padişah
4.Vezir
5.Zühre’nin annesi (padişahın karısı)
6.Belli boncuk
7.Karadiken
8.Derviş
9.Zühre’nin dadısı
10.Bahçıvanbaşı
11.Keloğlan
12.Çöl beyinin üç kızı 
13.Ak sakallı pir
 
KAHRAMANLAR
Çile çeken= Tahir Zühre
Aşık= Tahir, çöl beyinin üç kızı, kara diken
Halk ozanı= Tahir
Sevgili= Zühre, Tahir
Sadık= Tahir, Zühre, Keloğlan
Fedakar= Tahir, Zühre
Düşman= Karadiken, Padişah
Büyücü= Belli boncuk
Kindar= Padişah ve karısı, Karadiken
Zalim= Padişah, Karadiken
Güç sahibi= Padişah, derviş, Ak sakallı piir
Vefalı dost=Dadı, Bahçıvan başı
İlahi güç= Allah
Mücadeleci=Tahir, Zühre
 
b-) Hikayenin baş kahramanları Tahir Zühre ve Padişahtır.hikayede baştan sona iyi-kötü mücadelesi yani Tahir ve Zühre ile Padişahın arasındaki mücadele anlatılır.Hikayede iyi ve kötü tarafında olanlar vardır.Padişahın karısı, Belliboncuk, Karadiken kötülük tarafında olup Padişaha kötülük yolunda yardım eden yardımcı kahramanlardır.
Buna karşılık Derviş, Dadı, Ak aksallı piir, Keloğlan, Çöl beyinin kızları ve Bahcıvanbaşı iyilik tarafında olup Tahir ve zümreye yardım ederler.
 
c-)Tahir ile Zühre bir halk hikayesidir.”Leyla ile Mecnun,Kerem ile Aslı,Ferhat ile Şirin” hikayelerinde de Tahir ile Zühre hikayesinde geçen kahramanlara benzer kahramanlar vardır.ancak günümüzde bu kahramanların bire bir benzeri olmasada bu kahramanları belli yönleriyle karşılayan kişiler içinde yaşadığımız toplumda ve çevremizde olabilir.
 
4.a-)Tahir ile Zühre hikayesindeki mekanlar
 
-Billur köşk 
-Saray 
-Hasbağçe 
-Köşk 
-Mardin kalesi 
-Şat nehri 
-Tahir’in memleketi
-Tahir’in aşkından dolayı avare gezdiği dağ, bayır
-Has bahçedeki havuz
-Zühre’nin köşkte kaldığı oda
 
Mekanın işlevi= hikayede geçen mekanlarla hikayenin konusu birbirine uygundur. Hikâyenin yapı unsurlarından biri olan mekân diğer yapı unsurları ile birlikte hikâyeyi oluşturur.
 
b-)mekânların anlatılış tarzı=hikâyede mekânlar olayların geçtiği yerlerdir. Mekânların özellikleri ayrıntılı şekilde anlatılmamış mekânlar tasvir yapılmadan anlatılmışlardır.
 
c-)tasvir edilen mekânlardan “Mardin kalesi” ve “şat(Dicle) nehri” gerçekte de vardır.
Ancak bunların dışındaki mekânlar gerçekte olabilecek hayali mekânlardır.
 
5-)
Zamanın işlevi= hikâyedeki zamanlar hikâye diline uygun olarak genellikle “bir gün, bir akşam, günlerden bir gün” şeklinde kesin olmayan zamanlardır. Hikâyenin diğer bir yapı unsuru olan zaman genellik ifade etse de hikâyeyi oluşturan bir diğer unsurdur.
 
6.) padişahlığın olduğu dönem
kişiler: Tahir Zühre kara diken bahçıvan büyücü padişah anne baba
mekânlar: saray zindan şat nehri Mardin kalesi billur köşk
 
177 6.soru zaman: padişahlığın olduğu dönem
kişiler: tahir zühre karadiken bahçıvan büyücü padişah anne baba
mekanlar:saray zindan şat nehri mardin kalesi billur köşk
kahramanlar
çile çeken:tahir, zühre
Aşık:tahir
Halk ozanı:Tahir
Sevgil:zühre
Sadık:Tahir,Zühre
Fedakar:Tahir
Düşman:Karadiken
Büyücü:belli boncuk
Kindar: padişah ve karadiken
Zalim:Padişah
Güç sahibi: padişah
Vefalı dost:Bahçivan başı
İlahi güç:Allah
Mücadeleci:Tahir 
 
2-) Padişahla vezirin diyar diyar gezmesi ve bir dervişle karşılaşmaları.
3-) Padişahın bir vezirin de çocuğunun olması.
5-) Padişahın karısının "Belliboncuk" a büyü yaptırması.
6-) Padişah'ın zühre'yi "Billurköşk" ten alıp saraya kapatması.
8-) Zühre'nin babasından yeni bir köşk yaptırmasını istemesi.
10-) Karadiken'in haber vermesi, Tahir'in yakalanması.
12-) Zühre'nin de köşke kapanması.
13-) Kervancı Keloğlan'ın Zühre'nin mektubunu Tahir'e ulaştırması.
15-) Tahir'in Şat (Dicle) ırmağına atılması.
17-) Çöl beyinin üç kızının Tahir'e aşık olması.
18-) Tahir'in ak sakallı bir pirin yardımıyla memleketine dönmesi.
20-) Tahir ile Zühre'nin kaçmayı kararlaştırması.
21-) Padişahın Tahir'e içinde Zühre geçmeyen bir türkü söyletmek istemesi.
 
b-)Olay grafiğindeki çıkışlar hikayedeki olumlu olayları, inişler ise olumsuz olayları göstermektedir. Bu iniş ve çıkışlar hikayedki olay bütünlüğünün birer parçasıdır. Okuyucu ya da dinleyicinin olay örgüsüne katılmasını sağlayan önemli göstergelerdir. Çünkü olay örgüsündeki düğümler dikkatin uyanık kalmasındaki en önemli öğelerdir.
 
sayfa178
1.etkinlik
Halk Hikayesi: Kerem İle Aslı
Mesnevi: Hüsn ü Aşk
 
Kerem ile Aslı hikayesinde aşk, Hüsn ü Aşk'ta ise ilahi aşk konusu işlenmiştir. Her iki metinde de ilahi bakış açısına sahip anlatıcı vardır. Halk hikayesi manzum-mensur karışık olarak yazılmış, mesnevi ise manzum olarak kaleme alınmıştır. Halk hikayesinde sade bir dil kullanılmış iken mesnevide Arapça ve Farsça kökenli sözcüklere yer verilmiştir.
 
8)dinleyıcıde etkıyı arttıran saz eslıgınde soylenen hal edb. urunu olan bu şiirler tahır ıle zuhrenın karşılıklı konusma bolumlerıdır. 
8-b)aşk cumle: aşk için olmelı aşk o zaman 
8-c)ewrenseldır cunku ask teması dunyada çok işlenir
9-)ewlenme geceleri,dugun gecelerı 
10)anonım halk edb. 
10-b)mekanlar azcok bellıdır,manzum ve nesır kullanılmıs,kişiler tamamn hayal deıldır,olaganustu olaylar kısmen bulunur, olaylar gercegı yansıtır
11-)o zaman kı yonetım anlayışıyla bizim zamanımızın yonetım anlayısı farklıdır
12-)ilahi bakış acısı 
13)tahır ** zuhrenın olumu 
13-b)ask duygusu 
14)kahretmek beddua etmek el ayak cekmek kulaklarına ınanamak
 
 
2.a) Mecnun: Aşık
Leyla: Sevgili
Nevhel: Yardımsever
Zeyd: Dost
İbn-i Selam: Aşık
Mecnun'un Babası: Şefkatli
Leyla'nın annesi ve babası: Zalim
 
b) Leyla: Hikayenin baş kahramanlarından birisi
Zeyd: İkinci derece kahramanlardan birisi
Nevhel: İkinci derece kahramanlardan birisi
İbn-i Selam: İkinci derece kahramanlardan birisi
Mecnun'un babası: İkinci derece kahramanlardan birisi
Leyla'nın annesi ve babası: İkinci derece kahramanlardan birisi
 
SAYFA 183
 
2.a) Mecnun: Aşık
Leyla: Sevgili
Nevhel: Yardımsever
Zeyd: Dost
İbn-i Selam: Aşık
Mecnun'un Babası: Şefkatli
Leyla'nın annesi ve babası: Zalim
 
b) Leyla: Hikayenin baş kahramanlarından birisi
Zeyd: İkinci derece kahramanlardan birisi
Nevhel: İkinci derece kahramanlardan birisi
İbn-i Selam: İkinci derece kahramanlardan birisi
Mecnun'un babası: İkinci derece kahramanlardan birisi
Leyla'nın annesi ve babası: İkinci derece kahramanlardan birisi 
 
 
1.etkinlik Sayfa 2:
 
4.Muratın Bağdat Seferi: İranın Revan'ı geri almak istemesi sebep olmuştur.
Sefer sırasında Anadoludaki isyancılar temizlendi.Bağdat ve Musul Osmanlılara katıldı.Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı.Türk-İran sınırı bugünkü şekliyle çizildi.
 
Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi: Devlet idaresinde ilk defa kadın nüfuzu Kanuni'nin eşi Hürrem Sultan ile girmiş ve son derece zarar vermiştir.Kanuni'nin damadı Rüstem paşa ve eşi Hürrem Sultan'ın padişahı yanıltmaları sonucu(iftira üzerine) gerçekleşen haksız bir olaydır.
 
2.Dünya Savaşı'nda Atom Bombası Atılması: 1945'te ABD hava kuvvetlerinin bir bombardıman uçağı Hiroşima kenti üzerine ilk atom bombasını attı.Üç gün sonra gücü azaltılmış bir atom bombası da Nagasaki'ye atıldı.Bu bombalar Hiroşima'da 200bin, Nagasaki'de 80bin kişinin ölümüne yol açtı.
 
 
İnceleme sayfa 5:
 
1.soru:
1.Metin: Osman gazi'nin beylik isteyişi anlatılıyor.
2.Metin: Osmanlıların Oğuzların Kayı Boyundan gelen bir Uç beyliği olduğu ve Osman Gazi'nin Ahilerle ilişkisi ile devletin kuruluşuna katkısı olan kişilerden bahsedilmektedir.
3.Metin: Göktürk Yazıtlarından alınan bilgiler, 1. Göktürk Devletinin kuruluşunu ve yıkılışını hazırlayan sebepleri anlatmaktadır.
4.Metin: 1.Göktürk devletinin kuruluş aşaması ve bağımsızlığını nasıl kazandığı anlatılmaktadır.
 
3.soru:
1. ve 3.metin edebi; 2. ve 4.metin tarihidir.
 
5.soru:
Edebiyat ve tarih birbirinden ayrılamayan ve birbirinin ürün ve verilerini kullanan bilim dallarıdır.Tarihin edebiyata kaynaklık edebileceği gibi edebiyat da konusunu tarihten alabilir.
 
6.soru:
Edebi eserler tarihe kaynaklık edebilen önemli belgelerdendir.Bunun yanın da edebiyat da edebi eserlerin açıklanmasında tarihin verilerinden yararlanabilir.
 
1.Etkinlik Sayfa 8:
 
Edebi eser yazıldığı dönemde yaşanan sosyal ve siyasi olayları yansıtır.Bu tarihi gerçek olaylar edebi eserlerde yazarın duyguları da katılarak anlatılır.
 
2.Etkinlik Sayfa 2 ve 9:
 
Destan: İslamiyet öncesi türk edebiyatı döneminin sözlü edebiyat bölümünde ortaya çıkmıştır.
 
Halk Hikayesi: Destan döneminin sonunda İslamiyet etkisindeki Türk edebiyatı Döneminde ortaya çıkmıştır. 
 
Mesnevi: İslamiyet etkisindeki Türk edebiyatı döneminin Divan edebiyatı bölümünde ortaya çıkmıştır.
 
Roman: Batı etkisindeki Türk edebiyatı döneminin Tanzimat Edebiyatı bölümünde ortaya çıkmıştır.
 
Bugün 63 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol